Her ikindi, kadın kiliseye dua etmeye giderdi.
- Every afternoon, the woman went to church to pray.
Hafif bir ikindi güneşi, dalların arasından süzülüp pencereden içeri giriyordu.
- The soft afternoon sun came in through the branches of the tree and then the window.
O belirsiz bir süre için bir akıl hastanesine gönderildi.
- She was sent to a psychiatric hospital for an indefinite period of time.
Birçoğu sömürgeciliğin egemenliği altında uzun bir süre baskı ve sefaletten çekmiştir.
- Many have suffered oppression and misery for a long period of time under the rule of colonialism.
Bu öğleden sonra dışarıya çıkacağım.
- I'm going to go out this afternoon.
Bu öğleden sonra meşgul olacağım.
- I will be busy this afternoon.