Tom 100 saat toplum hizmeti yapmak zorundaydı.
- Tom had to perform 100 hours of community service.
Bir ilk yardım görevlisi olan Tom, kalp krizi geçiren birisi üzerinde manevi olarak CPR yapmakla yükümlüdür.
- As a first-aider, Tom is morally obligated to perform CPR on someone who's had a heart attack.
Söz vermek bir şeydir, ve diğeri yerine getirmektir.
- It is one thing to promise, and another to perform.
Doktor ameliyatı gerçekleştirdi.
- The doctor performed the operation.
Oyuncu, harika bir başarı gerçekleştirdi.
- The player performed a wonderful feat.
Cumartesi günü benimle bir oyunun canlı performansını görmek ister misin?
- Would you like to see a live performance of a play with me Saturday?
Elektrikli otomobillerin performansı arttı.
- The performance of electric cars has improved.
O, performansı ile ilgili eleştiri alma hakkında endişeli.
- She was apprehensive about receiving criticism of her performance.
Biz oyuncuyu alkışladık.
- We applauded the performer.
Seyirci oyuncuyu alkışladı.
- The audience applauded the performer.
Oyun henüz başladı mı?
- Has the performance started yet?
Cumartesi günü benimle bir oyunun canlı performansını görmek ister misin?
- Would you like to see a live performance of a play with me Saturday?
Tom Mary'nin gösterisinden sonra alkışlamadı.
- Tom didn't clap after Mary's performance.
Gösteri neredeyse bitmişti.
- The performance was almost over.
Doktor ameliyatı gerçekleştirdi.
- The doctor performed the operation.
Rus kozmonot Aleksey Leonov 18 Mart 1965'ye ilk uzay yürüyüşünü gerçekleştirdi.
- Russian cosmonaut Alexei Leonov performed the first spacewalk on March 18, 1965.
Adli tabip onun neden öldüğünü bulmak için Tom üzerinde bir otopsi yapıyor.
- The coroner is performing an autopsy on Tom to find out why he died.
Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
- Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
Onlar onun operasyonu yapmasında yardım etti.
- They assisted him in performing the operation.
Tom Mary'nin gösterisinden sonra alkışlamadı.
- Tom didn't clap after Mary's performance.
Bugünkü gösteri için hiç biletin var mı?
- Do you have any tickets for today's performance?
Hem şarkı hem de dans ile sanatçılar mükemmel bir gösteriyi sahneye koydular.
- With both song and dance, the performers put on an excellent show.
Mary karizmatik bir sanatçıdır ve seyircisini nasıl cezbedeceğini gerçekten biliyor.
- Mary is a charismatic performer, and really knows how to captivate her audience.
The string quartet performed three pieces by Haydn.
It took him only twenty minutes to perform the task.
... perform its duties, you can ask it to check the signatures on the operating system, which, ...
... failed to perform these songs ...