Bu onların diğer uluslarla ortak neye sahip olduklarıdır.
- This is what they have in common with other peoples.
Esperanto, dünya halkları için en basit ve tarafsız uluslararası dildir.
- Esperanto is the most simple and neutral international language for the peoples in the world.
Binlerce yıldır birçok eski kavim kaybolup gidiyor ve kimse onlar için gözyaşı dökmüyor.
- Many peoples of antiquity have been gone for thousands of years, and nobody sheds a tear for them.
Bu onların diğer uluslarla ortak neye sahip olduklarıdır.
- This is what they have in common with other peoples.
Esperanto, dünya halkları için en basit ve tarafsız uluslararası dildir.
- Esperanto is the most simple and neutral international language for the peoples in the world.
Yaşasın tüm halkların kardeşliği.
- Long live the brotherhood of all peoples.
Birçok Pasifik halkları, Polinezya Maorilerin vatanı Yeni Zelanda'ya göç ederler.
- Many Pacific peoples immigrate to New Zealand, the home of the Polynesian Maoris.
İngilizler becerikli bir millettirler.
- The English are a practical people.
Çinliler cana yakın bir millettir.
- The Chinese are a friendly people.
Sosyal ağ siteleri, 13 yaşından küçük insanlar için tehlikelidir.
- Social networking sites are dangerous for people under 13.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Alma-Ata halkı, haydi çocuk dostu bir şehir yaratalım!
- People of Almaty, let us create a child-friendly city!
Bazı genç Japon halkı, bekar olmayı evli olmaya tercih ederler.
- Some young Japanese people prefer being single to being married.
Bir ankete göre, insanların beşte üçü uluslararası konulara ilgisiz.
- According to a survey, three in five people today are indifferent to foreign affairs.
Amerikalılar demokratik bir ulustur.
- The Americans are a democratic people.
Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
- A lot of people want peace all over the world.
Dünyada birçok insan açtır.
- Many people in the world are hungry.
Kalabalık bir insan grubu toplandı.
- A large crowd of people gathered.
Caddede bir kalabalık var.
- There is a crowd of people on the street.
Cömertlik bazı kişilerde doğuştandır.
- Generosity is innate in some people.
Onun romanları genç kişiler arasında ünlüdür.
- His novels are popular among young people.
Belki birilerine sormalısın ve diğer insanların ne düşündüğünü anlamalısın.
- Maybe you should ask around and see what other people think.
İnsanları çikolatanın vanilya olduğuna ne kadar ikna etmeye çalışırsan çalış, o hala çikolata, kendini ve başka birilerini vanilya olduğuna ikna etmeyi becerebilsen de.
- No matter how much you try to convince people that chocolate is vanilla, it'll still be chocolate, even though you may manage to convince yourself and a few others that it's vanilla.
Biz hiç kimsenin kendi kısa vadeli kazançları için Amerikan halkından yararlanmadıklarından emin olacağız.
- We're gonna make sure that no one is taking advantage of the American people for their own short-term gain.
Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
- There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
Sadece birkaç kişi beni anladı.
- Only a few people understood me.
Ailemde dört kişi var.
- There are four people in my family.
Herkes kibar insanları sever.
- Everybody likes polite people.
Eğer herkesle ve herhangi biriyle arkadaş olursan, çok geçmeden insanlar senin insanları memnun eden biri olduğunu düşünecekler.
- If you buddy up to everybody and anybody, pretty soon people will think you're just a people-pleaser.
İnsanlar ellerinden geleni yapmalıdır.
- People should do their best.
Bazı insanlar suşiyi elleriyle yerler.
- Some people eat sushi with their hands.
He would not be alone, who all things can; / But peopled Heav'n with Angels, Earth with Man.
The ox knows its owner, and the ass its master's crib; but Israel does not know, my people does not understand.
Can I have one of my people get back to your people, Mr. President? She tried to slam the phone back into the base and failed.
My people lived through the Black Plague and the Thirty Years War.
/ As thick and numberless / As the gay motes that people the Sun Beams, /.
... that had occurred amongst these nomadic peoples ...