Bunlar benim kalemlerim.
- These are my pencils.
İki düzine kalem satın aldım.
- I bought two dozen pencils.
Onun biri uzun ve diğeri biri kısa iki tane kurşunkalemi vardır.
- He has two pencils. One is long and the other one is short.
Onun biri uzun ve diğeri kısa iki kurşunkalemi vardır.
- He has two pencils; one is long and the other short.
I am very busy today but I can pencil you in at 3 p.m.
I penciled it in my notebook.