Bir kurşun kalemin var mı?
- Do you have a pencil?
Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
- This pencil cost me at least a hundred bucks.
O bana bir kurşunkalem verdi.
- She gave me a pencil.
Onun biri uzun ve diğeri kısa iki kurşunkalemi vardır.
- He has two pencils; one is long and the other short.
Kurşun kalemler düzine halinde satılıyor.
- The pencils are sold in dozens.
Bazı kurşun kalemler almalıydı.
- He should have bought some pencils.
I am very busy today but I can pencil you in at 3 p.m.
I penciled it in my notebook.