Bu kalem bana en az yüz dolara mâl oldu.
- This pencil cost me at least a hundred bucks.
İki düzine kalem satın aldım.
- I bought two dozen pencils.
O bana bir kurşunkalem verdi.
- She gave me a pencil.
Ben bir mavi, bir kırmızı ve bir siyah kurşunkalem istiyorum.
- I want a blue, a red and a black pencil.
Kurşun kalemlerin açılmalı.
- Your pencils need sharpening.
Kurşun kalemler düzine halinde satılıyor.
- The pencils are sold in dozens.
I am very busy today but I can pencil you in at 3 p.m.
I penciled it in my notebook.