pekse

listen to the pronunciation of pekse
Türkçe - İngilizce
If so
pek
quite

He has quite a few friends. - Onun pek çok arkadaşı var.

I'm not quite sure what to do. - Ne yapacağımdan pek emin değilim.

pek
so
pek
eminently
pek
much

Tom and Mary don't have much in common. - Tom ve Mary'nin pek çok ortak şeyleri yoktur.

Between you and me, Tom's idea doesn't appeal to me very much. - Senin ve benim aramda, Tom'un fikri pek ilgimi çekmiyor.

pek
eminent
pek
damned
pek
fairly
pek
right

All right. I'll translate another fifteen sentences in German, and then leave. - Pekâlâ. Diğer on beş Almanca cümleyi tercüme edip, ondan sonra ayrılacağım.

That doesn't sound right. - Bu, kulağa pek hoş gelmiyor.

pek
most

If you look from afar, most things will look nice. - Uzaktan bakıldığında pek çok şey hoş görünecektir.

Most schools are closed today. - Bugün pek çok okul kapalı.

pek
rather
pek
a lot

This dictionary contains a lot of information. - Bu sözlük pek çok bilgi içermektedir.

We played a lot of games at the party. - Partide pek çok oyun oynadık.

pek
scarcely
pek
strongly
pek
very

Between you and me, Tom's idea doesn't appeal to me very much. - Aramızda kalsın, Tom'un fikri bana pek cazip gelmiyor.

Today's Beijing has given me a very deep impression and aroused my curiosity. - Bugünün Pekin'i bende çok derin bir etki bıraktı ve merakımı uyandırdı.

pek
lot

We played a lot of games at the party. - Partide pek çok oyun oynadık.

They have a lot in common. - Onların pek çok ortak yanı var.

pek
not much

I'm really not much of a cook. - Ben gerçekten pek aşçı değilim.

There is not much more to say. - Söylenecek pek fazla şey yok.

hangi taş pekse/katıysa, başını ona vur
(Konuşma Dili) 1. Nothing can be done to help you; and if you don't believe me, go ask my boss. 2. You're to blame for the mess you're in, so don't come crying to me! Seni/Sizi
pek
very, extremely
pek
very much, a lot, quite, fairly, rather, very
pek
very much, a great deal
pek
strong, sound
pek
jolly
pek
(moving) fast, speedily
pek
rattling
pek
hard, firm
pek
unyielding, rigid
pek
spanking
pek
ever so
pek
firm

The first time, she wasn't very firm with him. - İlk kez, onunla pek sıkı değildi.

pek
stiff
Türkçe - Türkçe

pekse teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

pek
Sağlam, dayanıklı: "İnsan gülden nazik, taştan pektir."- H. R. Gürpınar
pek
Hızlı olarak
pek
Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok: "Pek beğendikleri ve pek sevdikleri hâlde aldatırlar."- H. C. Yalçın
pek
Bir kedi grubundaki lider kedi
pek
Sağlam, dayanıklı
pek
Gereken, beklenen veya alışılmış olandan çok
pek
Sert, katı
pekse