Köylüler pirinç ekiyorlardı.
- The peasants were planting rice.
Yoksul köylüler patates yediler.
- The poor peasants ate potatoes.
Kıtlık süresince birçok köylü öldü.
- Many peasants died during the drought.
Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.
- I am nothing but a poor peasant.
Fakir bir köylüden başka bir şey değilim.
- I am nothing but a poor peasant.
Yaşlı bir köylüye benziyorum.
- I look like an old peasant.
Bu keşif, fakir çiftçilerin aleyhine oldu.
- This discovery has been exploited to the detriment of the poor peasants.
... this suburb accommodates a constant flow of peasants from anatolia leave their ...