Onun inci gibi dişleri var.
- She has pearly teeth.
O sadece 1 değil, 3 armut yedi.
- He didn't just eat 1 pear, but 3.
Bizim Japonya'da yediğimiz armutlar neredeyse elmaya benziyorlar.
- The pears we eat in Japan look almost like apples.
Benim sol alt arka dişim ağrıyor.
- My lower left back tooth hurts.
Tom Mary'in markette biraz diş macunu ve biraz tuvalet kağıdı almasını istedi.
- Tom asked Mary to pick up some toothpaste and some toilet paper at the supermarket.
pearly colour:.
A trio of pears pared to a pair of pears.