Tom rüşvet vermekle suçlandı.
- Tom has been accused of bribery.
Tom Mary'ye rüşvet veremedi. Fakat, denedi.
- Tom couldn't bribe Mary. However, he tried.
Bana rüşvet vermeye mi kalkışıyorsun?
- Are you attempting to bribe me?
Aramızda kalsın, o rüşvet nedeniyle görevden alındı .
- Between ourselves, he was dismissed for bribery.
Onun rüşveti reddetmesi çok mantıklıydı.
- It was very sensible of him to reject the bribe.
Tom kesin bir hesaplaşma olmadığı sürece o hisse senedine yatırım yapmayacağını söyledi.
- Tom said that he would not invest in stocks unless there was a definite payoff.