I shared my room with sysko.
- Ben odamı sysko ile paylaştım.
She shared her piece of cake with me.
- O, kek parçasını benimle paylaştı.
We're sharing your work.
- Biz işini paylaşıyoruz.
Two male school pupils sharing an umbrella? That's quite a queer situation.
- Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek okul öğrencisi? Bu oldukça nonoş bir durum.
Personal life of Larry Ewing was shared in a website.
- Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.
The children shared a pizza after school.
- Çocuklar okuldan sonra bir pizzayı paylaştılar.