The teacher's pet commands the teacher's exclusive attention.
The editor agreed to keep a lid on a potentially distastrous political scoop in exchange for an exclusive of a happier nature.
The children shared a pizza after school.
- Çocuklar okuldan sonra bir pizzayı paylaştılar.
Tom, Mary and John shared the cost of the party.
- Tom, Mary ve John Partinin maliyetini paylaştılar.
Nakido is a file sharing platform.
- Nakido bir dosya paylaşım platformudur.
Two male school pupils sharing an umbrella? That's quite a queer situation.
- Bir şemsiyeyi paylaşan iki erkek okul öğrencisi? Bu oldukça nonoş bir durum.
Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
- Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
I share the room with my sister.
- Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.