paylaşılamadı

listen to the pronunciation of paylaşılamadı
Türkçe - İngilizce
(Bilgisayar) cannot share
paylaş
{f} shared

Tom, Mary and John shared the cost of the party. - Tom, Mary ve John Partinin maliyetini paylaştılar.

Personal life of Larry Ewing was shared in a website. - Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.

paylaş
divvy up
paylaş
{f} sharing

Nakido is a file sharing platform. - Nakido bir dosya paylaşım platformudur.

What happened to the girl you were sharing the bedroom with? - Yatak odanı paylaştığın kıza ne oldu?

paylaş
{f} share

Dorenda really is a nice girl. She shares her cookies with me. - Dorenda gerçekten iyi bir kızdır, o kurabiyelerini benimle paylaşıyor.

Personal life of Larry Ewing was shared in a website. - Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.

paylaşılamadı