patlatıcı

listen to the pronunciation of patlatıcı
Türkçe - İngilizce
detonator
burster
shot firer
destructor
patla
explode

The news caused him to explode with anger. - Haber onun öfkeden patlamasına neden oldu.

Tom was killed instantly when the bomb he was trying to defuse exploded. - Tom etkisiz hale getirmeye çalıştığı bomba patladığında anında öldü.

patla
{f} bursting

The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting. - Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır.

patla
{f} exploding

They could hear the sounds of shots and exploding shells. - Atış seslerini ve patlayan kabuk seslerini duyabiliyorlardı.

patla
{f} burst

They all burst out laughing. - Onların hepsi gülmekten patladılar.

The water mains burst due to the earthquake. - Su şebekesi deprem nedeniyle patladı.

patla
fulminate
patla
{f} erupting
patla
erupt

The volcanic eruption threatened the village. - Volkanik patlama köyü tehdit etti.

Famine followed upon the eruption of the volcano. - Yanardağ patlamasını kıtlık izledi.

patla
{f} exploded

The time bomb exploded with a loud noise. - Saatli bomba büyük bir gürültüyle patladı.

The bomb exploded with a blinding flash. - Bomba kör edici bir parlamayla patladı.

kordon patlatıcı
cord-detonator
patlatıcı