Tom was killed instantly when the bomb he was trying to defuse exploded.
- Tom etkisiz hale getirmeye çalıştığı bomba patladığında anında öldü.
The news caused him to explode with anger.
- Haber onun öfkeden patlamasına neden oldu.
The day before Thanksgiving, the supermarkets are full to bursting.
- Şükran Günü'nden bir önceki gün süpermarketler patlamaya hazır.
They could hear the sounds of shots and exploding shells.
- Atış seslerini ve patlayan kabuk seslerini duyabiliyorlardı.
They all burst out laughing.
- Onların hepsi gülmekten patladılar.
The water mains burst due to the earthquake.
- Su şebekesi deprem nedeniyle patladı.
The volcanic eruption threatened the village.
- Volkanik patlama köyü tehdit etti.
Violence erupted all over the city because of the food shortages.
- Yiyecek yokluğundan dolayı şehrin her yerinde şiddet patlak verdi.
It exploded with a loud noise.
- O, bir gürültü ile patladı.
The bomb exploded with a blinding flash.
- Bomba kör edici bir parlamayla patladı.