Mutsuz geçmişini unutmaya çalışmalısın.
- You should try to forget your unhappy past.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Kitabına macun koyan kişi ben değilim.
- I am not the one who put paste on your book.
Büyükannem eskiden dikiş makinesini çok kullanırdı.
- My grandmother used to use her sewing machine a lot in the past.
İnsanlar günümüzde popüler kültüre eskisinden daha çok önem vermekte.
- People attach more importance to popular culture today than in the past.
Üçü çeyrek geçe gelecekler.
- He'll come at quarter past three.
Üçü çeyrek geçe gelecek.
- She'll come at quarter past three.
Bence ben önceki hayatımda bir prensestim.
- I think that I was a princess in a past life.
Bu ID ile geçen cümleler Tatoeba Projesine katkıda bulunanlar tarafından eklenen cümlelerdir.
- Sentences past this ID are sentences added by contributors of Tatoeba Project.
Freddy geçen ay mezarlıkta vardiyalı olarak çalışıyordu, bu yüzden normal saatlerde çalışan arkadaşlarından herhangi birini göremiyordu.
- Freddy's been working the graveyard shift the past month, so he hasn't been able to see any of his friends who work normal hours.
Neredeyse her gün Tom'un evinin yanından geçerek yürürdüm.
- I used to walk past Tom's house almost every day.
Tom her zamanki yatma saatini geçecek şekilde yatmadı.
- Tom stayed up past his usual bedtime.
Postane tam bankanın ötesinde.
- The post office is just past the bank.
Postane tam bankanın ötesinde.
- The post office is just past the bank.
Geçmişi unutun. Dünle karşılaştırıldığında, bugünü daha çok seviyorum. Bunun sebebi anın tadını çıkarmaya çalışıyorum, bu kadar.
- Forget about the past. Compared to yesterday, I like today more. That's why I try to enjoy the moment, that's all.
Geçmişte dünya düz olarak düşünüldu.
- In the past the world was thought to be flat.
O kan değil, domates salçası.
- It's not blood, it's tomato paste.
Herhangi biri pastayı gördü mü?
- Has anyone seen the paste?
Kitaplarda bütün geçmiş zamanın ruhu yatıyor.
- In books lies the soul of the whole past time.
Kitabına macun koyan kişi ben değilim.
- I am not the one who put paste on your book.
Notu kapıya yapıştırdı.
- He pasted the notice on the door.
Yapıştırıcı ile iki kağıt yaprağını birbirine yapıştırdım.
- I stuck two sheets of paper together with paste.
past tense.
during the past year.
past Midnight.
past glories.