Tom nasıl makarna pişireceğini bilmiyor.
- Tom doesn't know how to cook pasta.
Makarnamın üstüne biraz daha sos döktüm.
- I poured more sauce on my pasta.
You have to share the cake equally.
- Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın.
You'd better not eat that cake!
- O pastayı yemesen iyi olur.
Wrap the pastry with a banana leaf.
- Bir muz yaprağı ile pastayı sarın.
The French croissant is a crescent-shaped pastry.
- Fransız kruvasan bir hilal şeklinde pastadır.
Has anyone seen the paste?
- Herhangi biri pastayı gördü mü?
Mother divided the cake into eight pieces.
- Anne pastayı sekiz parçaya böldü.
Cutting a cake into equal pieces is rather difficult.
- Bir pastayı eşit parçalara ayırma oldukça zordur.
After I pick some blueberries, I make a tart.
- Biraz yaban mersini topladıktan sonra, bir pasta yaparım.
Only the icing is missing from the cake.
- Pastadan sadece pasta kaplama şekeri eksik.
I like cheese, much more cheesecake.
- Ben peyniri, peynirli pastadan daha fazla severim.
This cheesecake was too sweet.
- Bu peynirli pasta çok tatlıydı.