Tom çok kendini işine adamış.
- Tom is very dedicated.
Tom gerçekten kendini işine adamış, değil mi?
- Tom is really dedicated, isn't he?
Tom adanmış, değil mi?
- Tom is dedicated, isn't he?
Çok adanmış olduğun konusunda hiçbir fikrim yoktu.
- I had no idea you were so dedicated.
O, hayatını fakir insanlara yardım etmeye adadı.
- He dedicated his life to helping the poor.
Eğitimin zorunlu karakteri çocukların içinde öğrenme arzusu geliştirmek için çeşitli şekillerde çalışmaya adanmış işlerin çokluğunda nadiren analiz edilir.
- The mandatory character of schooling is rarely analyzed in the multitude of works dedicated to the study of the various ways to develop within children the desire to learn.
Bu kitap herkese ithaf olunmuş değil.
- This book is not dedicated to anyone.