Ben varmadan önce o ölmüştü.
- He died before I arrived.
Onu amcası yetiştirdi, çünkü onun ebeveynleri o gençken ölmüştü.
- Because his parents had died when he was young, his uncle brought him up.
Tom ölünceye kadar konserler vermeye devam etti.
- Tom continued giving concerts until he died.
Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.
- The old man died from hunger.
Tom doğal bir ölümle öldü.
- Tom died a natural death.
Onun ölüm haberi beni şok etti.
- The news that he died was a shock to me.