past of change

listen to the pronunciation of past of change
İngilizce - Türkçe

past of change teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

changed
(İnşaat) değişmiş

Herkes o kadar değişmişti ki, birini diğerinden neredeyse ayıramıyordum. - Everybody had changed so much that I could hardly tell one from another.

Tom öyle o kadar değişmiş ki hatta onu tanıyamadım. - Tom had changed so much that I didn't even recognize him.

changed
değiştirilmiş

Benim e-posta adresim aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. - My e-mail address has been changed as follows.

Belgeler değiştirilmiş gibi görünüyor. - The documents appear to have been changed.

changed
(Bilgisayar) değiştirildi

Toplantı için zamanın değiştirildiğini düşünüyordum. - I thought the time for the meeting had been changed.

Plan ne kadar değiştirildi? - How much has the plan been changed?

changed
(Bilgisayar) değiştirme

Büyükannem yaşam tarzını hiçbir zaman değiştirmedi. - My grandmother never changed her style of living.

Karısı olmasaydı , o işini değiştirmezdi. - If it had not been for his wife, he would not have changed his job.

changed
(Bilgisayar) değişti

O gerçekten son zamandan beri çok değişti. - He's really changed a lot since last time.

O ölmeden bir hafta önce vasiyetini değiştirdi,bütün servetini köpeği Pookie'e bıraktı. - A week before she died she changed her will and left her entire fortune to her dog Pookie.

changed
değişime uğramış

Tom değişime uğramış bir insan. - Tom is a changed man.

changed
{f} değiştir

Fakat Pepperberg papağan ile çalışmanın daha şimdiden hayvanlara bakmanın şeklini değiştirdiğini söylüyor. - But Pepperberg says working with the parrot has already changed the way of looking at animals.

Afganistan ve İran her ikisi de milli marşlarını 20.yüzyıl boyunca birkaç kez değiştirmişti. - Afghanistan and Iran both changed their national anthems several times in the course of the 20th century.

changed
(Bilgisayar) değiştirildiği

Kanal değiştirildiği için o sinirlendi. - Because the channel was changed he got angry.

Toplantı için zamanın değiştirildiğini düşünüyordum. - I thought the time for the meeting had been changed.

İngilizce - İngilizce
changed
past of change