past, after, later than (a time)

listen to the pronunciation of past, after, later than (a time)
İngilizce - Türkçe

past, after, later than (a time) teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

gone
öImüş
gone
ayrılmış
gone
{s} ilerlemiş
gone
{s} heyecanlı
gone
{s} mahvolmuş
gone
{s} bozulmuş

Bu eti ızgara yapamam. Bozulmuş! - I cannot grill this meat. It has gone bad!

gone
{s} gitmiş

İstasyona vardığımda, benim treni gitmiş buldum. - Arriving at the station, I found my train gone.

O, başka bir şekilde eve gitmiş olabilir. - He may have gone home by another way.

gone
{s} sevdalanmış
gone
far gone çok ilerlemiş
gone
{s} yok olmuş
gone
{s} kayıp

Bavulumun kayıp olduğunu bulmak için uyandım. - I awoke to find my suitcase gone.

Tüm kitaplarım kayıp. - All my books are gone.

gone
{s} kendinden geçmiş

Tom sadece on beş dakika kendinden geçmişti. - Tom was only gone for fifteen minutes.

gone
bir ayağı çukurda a gone feeling bitkinlik
gone
{s} geçkin
gone
{s} bozuk
gone
f., bak. go
gone
kaybolmuş

Bisikletimi kaybolmuş buldum. - I found my bicycle gone.

gone
ölmüş

Tom'un ölmüş olduğuna inanamıyorum. - I can't believe that Tom is gone.

Araba uçuruma gitmiş olsaydı onlar ölmüş olacaktı. - They would have been killed if the car had gone over the cliff.

gone
Go fiilinin present perfect hâli
İngilizce - İngilizce
gone

You'd better hurry up, it's gone four o'clock.

past, after, later than (a time)