Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Geçmiş, şimdi ve gelecek arasındaki ayrım sadece çok yaygın yanılsamadan başka bir şey değildir.
- Difference between the past, present, and future is nothing but an extremely widespread illusion.
Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.
- Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months.
Geçen birkaç gündür aklımda çok şey var.
- I've had a lot on my mind these past few days.
Kitaplarda bütün geçmiş zamanın ruhu yatıyor.
- In books lies the soul of the whole past time.
Postane tam bankanın ötesinde.
- The post office is just past the bank.
İki eski âşık arkadaş kalabiliyorsa, ya onlar hâlâ aşıktır ya da hiç olmadılar.
- If two past lovers can remain friends, it's either because they are still in love, or they never were.
Bu, son üç yıldır yaşadığımız eski soruna benzerdir.
- This is the same old problem we've had the past three years.
Üçü çeyrek geçe gelecekler.
- He'll come at quarter past three.
Üçü çeyrek geçe gelecek.
- She'll come at quarter past three.
I watched him walk past.
past Midnight.
past tense.
past glories.
during the past year.
Example: She had been living in England for three years before moving to Sweden.
I saw the #5 bus across the street. I won’t make it. (future tense).
past-tense form.