pass up

listen to the pronunciation of pass up
İngilizce - Türkçe
çıkar sağlamadan
fırsat kaçırmak
kaçır

Hong Kong'u görme şansını kaçırmak istemedim, bu yüzden geziye gitmeyi kabul ettim. - I didn't want to pass up the chance of seeing Hong Kong, so I agreed to go on the trip.

O diğer insanların işine karışma fırsatını kaçırmaz. - He does not pass up any opportunity to meddle in other people's business.

fırsatı kaçırmak
geçmek
(Fiili Deyim ) bırakmak , -den vazgeçmek , reddetmek
{k} yararlanmamak, fırsatı kaçırmak
kaçırmak (fırsat)
taraf değiştirmek
yararlanmak
kaçırmak

Hong Kong'u görme şansını kaçırmak istemedim, bu yüzden geziye gitmeyi kabul ettim. - I didn't want to pass up the chance of seeing Hong Kong, so I agreed to go on the trip.

kaçırmak
passup
kaçır
İngilizce - İngilizce
To refuse (not accept); forgo

He passed up my invitation for dinner, saying he was too busy.

Can you pass up this box to the guy on the ladder?.

fail to acknowledge; "he passed me up in the street"
refuse to accept; "He refused my offer of hospitality"
fail to acknowledge; "he passed me up in the street
If you pass up a chance or an opportunity, you do not take advantage of it. The official urged the government not to pass up the opportunity that has now presented itself `I can't pass this up.' She waved the invitation
give up on, forego; miss
pass up

    Türkçe nasıl söylenir

    päs ʌp

    Telaffuz

    /ˈpas ˈəp/ /ˈpæs ˈʌp/

    Etimoloji

    [ 'pas ] (verb.) 13th century. Middle English, from Old French passer, from Vulgar Latin passare, from Latin passus step; more at PACE.