Tarafsızlık bile taraflıdır.
- Even impartiality is partial.
Oyun sadece taraflı bir başarıydı.
- The play was only a partial success.
Güneş tutulmaları tam ya da bölümlü olabilir.
- Lunar eclipses can be total or partial.
Onun ne demek istediğini kısmen anlıyorum.
- I partially understand what he means.
Tom onun kısmen hatası olduğunu kabul etti.
- Tom admitted that it was partially his fault.
Şu öğretmen kız öğrencilere düşkün olma eğilimindedir.
- That teacher tends to be partial to female students.
Ann çilolataya düşkün.
- Ann is partial to chocolate.
O, tatlılara meyillidir.
- She is partial to sweets.
Onun işi sadece kısmi bir başarıydı.
- His business was only a partial success.
Onun hikayesi kısmen doğrudur.
- His story is partially true.
The referee is blatantly partial!.
So far, I have only pieced together a partial account of the incident.
It's easy to prove partial correctness, but it's not obvious that it is also totally correct.
... So we have this partial collection of what's available ...
... It's really easy to build a search engine that is partial, ...