part of a courtroom where the accused sits

listen to the pronunciation of part of a courtroom where the accused sits
İngilizce - Türkçe

part of a courtroom where the accused sits teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

dock
{f} doka çekmek
dock
rıhtım

Dev tanker az önce rıhtımdan ayrıldı. - The huge tanker has just left the dock.

Tom rıhtımda ayaklarını suya sarkıtarak oturmayı sever. - Tom likes to sit on the dock with his feet dangling in the water.

dock
{i} gemi havuzu
dock
limana girmek
dock
{f} azaltmak
dock
(Bilgisayar) yapışık
dock
{i} tersane
dock
havuza girmek
dock
doka girmek
dock
sanık yeri mahkemede
dock
(Askeri) yanaşlık
dock
(gemi) limana girmek
dock
{f} uzayda kenetlenmek
dock
{i} yük rampası
dock
patience dock labada
dock
mahkemede sanık yeri
dock
ot/sanık yeri/dok
dock
{f} kesmek
dock
kısmak
dock
Rumex patientia sour dock kuzukulağı
İngilizce - İngilizce
dock
Part of a courtroom where accused sits
dock
part of a courtroom where the accused sits

    Heceleme

    part of a court·room where the ac·cused sits

    Türkçe nasıl söylenir

    pärt ıv ı kôrtrum hwer dhi ıkyuzd sîts

    Telaffuz

    /ˈpärt əv ə ˈkôrtˌro͞om ˈhwer ᴛʜē əˈkyo͞ozd ˈsəts/ /ˈpɑːrt əv ə ˈkɔːrtˌruːm ˈhwɛr ðiː əˈkjuːzd ˈsɪts/