parmak parmak teriminin Türkçe İngilizce sözlükte anlamı
- finger-shaped, fingerlike
- parmak
- toe
Tom didn't mean to step on Mary's toes.
- Tom'un niyeti Mary'nin parmaklarına basmak değildi.
There is no feeling in my toes at all.
- Ayak parmaklarımda hiç his yok.
- on iki parmak bağırsağı
- (Tıp) duodenum
- oniki parmak barsağı
- (Tıp) duodenum
- parmak izleri
- fingerprints
- parmak izleri
- (Anatomi) finger-prints
- parmak
- clamp
- parmak
- (Anatomi) dactyli
- parmak
- cam
- parmak arası
- interdigital
- parmak atmak
- (deyim) feel up
- parmak basmak
- draw attention to
- parmak basmak
- draw attention
- parmak baston vb ile dürtmek
- poke
- parmak freze
- end-mill
- parmak freze
- (Mekanik) shank cutter
- parmak freze
- (Mekanik) end-mill cutter
- parmak freze
- end mill
- parmak izi
- (Anatomi) finger-print
- parmak izi leke
- fingermark
- parmak kadar
- small
- parmak kaldı
- very nearly
- parmak kaldı
- almost
- parmak kaldırmak
- raise one's hand
- parmak otu
- (Botanik, Bitkibilim) potentilla
- parmak ucu
- tiptoe
Kate tries to walk on tiptoe.
- Kate parmak ucunda yürümeyi deniyor.
I walked on tiptoes so as not to wake the baby.
- Bebek uyanmasın diye parmak ucumda yürüdüm.
- parmak uçları
- fingertips
- parmak uçlarında yürümek
- tiptoe
- parmak ısırmak
- be greatly astonished
- parmak ısırtan
- amazing
- parmak ısırtan
- astonishing
- parmak ısırtmak
- astonish
- parmak
- finger
The middle finger is the longest.
- En uzun parmak orta parmaktır.
The x-ray showed two broken fingers.
- Röntgen filminde iki kırık parmak görünüyordu.
- parmak
- hand
The hand has five fingers: the thumb, the index finger, the middle finger, the ring finger, and the pinky.
- Elin beş parmağı var: başparmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmağı ve serçe parmak.
One of the students raised his hand to ask a question.
- Öğrencilerden biri soru sormak için parmak kaldırdı.
- parmak
- digit
- adaletin kestiği parmak acımaz
- the sword of justice has no scabbard
- oniki parmak bağırsağı
- (Biyoloji) Duodenum
- parmak
- inch (2.5 centimeters)
- parmak
- hook
- parmak izi
- fingerprint
The police found Tom's fingerprint on the trigger.
- Polis tetikte Tom'un parmak izini buldu.
Tom was fingerprinted by the police.
- Tom'un polis tarafından parmak izi alındı.
- Beş parmak bir olmaz
- Men are not all alike
- ağızına bir parmak bal çalmak
- to try to put (someone) off by promises or petty gains
- beş parmak bir değil
- (Atasözü) People are not all alike
- küçük parmak
- little finger/toe
- küçük parmak
- little finger or toe
- küçük parmak
- pinkie
- on iki parmak bağırsakları
- (Anatomi) duodena
- on parmak daktilo yazma
- touch type
- on parmak daktilo yazma sistemi
- touch system
- orta parmak
- middle finger
The middle finger is the longest.
- En uzun parmak orta parmaktır.
The hand has five fingers: the thumb, the index finger, the middle finger, the ring finger, and the pinky.
- Elin beş parmağı var: başparmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmağı ve serçe parmak.
- parmak
- inch
- parmak
- the amount of material that will stick to a finger: bir parmak bal a taste of honey
- parmak
- finger; toe; (tekerlek) spoke; inch
- parmak
- bar, rail (in a railing or grill); baluster
- parmak
- spoke (of a wheel)
- parmak
- the length of a finger (used in making rough measurements)
- parmak
- finger (measure used to determine the amount of liquid in a glass)
- parmak aralyası
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: sarmaşıkgiller,belsaniye) false aralia
- parmak arası iltihabı
- (Veteriner) interdigital panaris
- parmak atmak
- to make trouble, stir up a stink
- parmak atmak
- goose
- parmak atmak
- to goose sb
- parmak baskılı mandal
- thumb latch
- parmak basmak
- to draw attention (to)
- parmak basmak
- 1. to draw attention to (a point). 2. to put one's thumbprint on (a document) (in lieu of a signature)
- parmak bozmak
- (for children) to be on the outs with each other
- parmak deliği
- thumbhole
- parmak eklemi
- knuckle
- parmak eklemi
- knucklejoint
- parmak eldiveni
- (Tıp) finger cot
- parmak eldiveni
- (Tıp) finger stool
- parmak emme
- thumbsucking
- parmak gibi
- fingerlike
- parmak gibi
- finger-like
- parmak hesabı
- counting on the fingers
- parmak hesabı
- 1. (doing arithmetic by) counting on one's fingers. 2. metrical system based on a count of syllables
- parmak ile dokunmak
- finger
- parmak izi
- (leke) fingermark
- parmak izi
- fingerprint, dactylogram
- parmak izi
- dactylogram
- parmak izi
- dab
- parmak izi almak
- fingerprint
- parmak izi ayrıntısı
- fingerprint minutia
- parmak izi basma
- fingerprint impression
- parmak izi bölgesi
- (Biyokimya) finger print region
- parmak izi bölgesi
- fingerprint region
- parmak izi bırakmak
- dab
- parmak izi ile ilgili
- dactylographic
- parmak izi sensörü
- fingerprint sensor
- parmak izindeki kabarıklık
- whorl
- parmak izini almak
- fingerprint somebody
- parmak izini almak
- to fingerprint sb
- parmak kadar small, mere slip of a
- (child)
- parmak kaldı almost
- very nearly
- parmak kaldırmak
- to raise one's hand
- parmak kaldırmak
- 1. to raise one's hand (with only the index finger extended) (done as a means of asking permission to speak). 2. to vote in favor of a motion
- parmak kapı
- 1. gate made of vertical bars. 2. hinged window grate
- parmak kemiği
- phalanx
- parmak kemiği
- phalange
- parmak kemiği
- (Anatomi) finger bone
- parmak koruması
- finger protection
- parmak krampı
- (Tıp) writer's cramp
- parmak kılıfı
- fingerstall
- parmak kırığı
- (Tıp) toe crack
- parmak mahfazası
- finger guard
- parmak otu
- (Tabiat Doğa) (bitki, Fam: buğdaygiller,necliye) orchard grass, cocksfoot grass, cock's foot
- parmak pası
- (Spor) overhand pass
- parmak tatlısı
- a sweet, finger-shaped pastry
- parmak telaffuzu
- (Pisikoloji, Ruhbilim) finger spelling
- parmak tırnağı
- fingernail
- parmak ucu
- fingertip
Can you spin a basketball on your fingertip?
- Sen bir basketbol topunu senin parmak ucunda döndürebilir misin?
- parmak ucunda dön
- pirouette
- parmak usulü metrical system based
- on a count of syllables
- parmak uçlarına basarak
- tiptoe
Tom closed the door quietly and tiptoed into the room.
- Tom sessizce kapıyı kapattı ve parmak uçlarına basarak odaya girdi.
Tom tiptoed into the room.
- Tom parmak uçlarına basarak odaya girdi.
- parmak uçlarına basarak
- on tiptoe
He walked on tiptoe so that nobody would hear him.
- O, kimse onu duymasın diye parmak uçlarına basarak yürüdü.
- parmak uçlarına basarak yürüme
- tiptoe
- parmak uçlarında danseden dansçı
- toedancer
- parmak uçlarında dönme
- toe spin
- parmak uçlarında dönme
- pirouette
- parmak uçlarında dönmek
- pirouette
- parmak yaralanmaları
- (Tıp) finger injuries
- parmak çocuk
- Tom Thumb
- parmak çıtlatmak
- crack one’s knuckles
- parmak üzümü
- a grape whose fruit is somewhat elongated
- parmak ısırmak
- to be greatly astonished, be open-mouthed with amazement; to marvel at something wonderful
- parmak ısırtmak
- to leave (someone) open-mouthed with astonishment; to cause (someone) to marvel
- parmak ısırtmak
- to astonish
- parmak ısıttıran şey
- wow
- parmak şıklatma
- thrip
- parmak şıklatmak
- flick
- parmak-burun testi
- (Pisikoloji, Ruhbilim) finger-nose test
- parmak-tipi
- (Askeri) finger type
- serçe parmak
- little finger
- yarasına parmak basmak
- touch smb. on the raw
- şeriatın kestiği parmak acımaz
- (Atasözü) One doesn't fear a punishment that is just./One can bear a punishment that is just
- şeytana parmak ısırtmak
- to outdo the devil himself in wickedness