Ebeveynlerimin de bir çiftliği var.
- My parents also have a farm.
On çifti partiye davet ettik.
- We invited ten couples to the party.
Rus parlamentosunun alt kanadı olan Dumanın bir oturumunda ortalama sekiz kanun kabul edilir.
- During one session of the Duma, the lower house of the Russian parliament, an average of eight laws are adopted.
Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
- Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
Onlu yaşlarındayken ebeveynlerinin seninle birlikte yeterli zaman harcadıklarını düşünüyor musun?
- Do you think your parents spent enough time with you when you were in your teens?
Oldukça yeterli olduğumu hissetmiyorum.
- I am not feeling quite up to par.
Ben normal biçimde büyütüldüm. Annem ve babam iyiydiler.
- I was raised normally. My parents were decent.
O, oldukça normal bir partiydi.
- It was a pretty normal party.
Yol nehre paraleldir.
- The road parallels the river.
Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.
- Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
He will need to par every hole in order to win this game.
He needs to make this shot for par.
It took a long time to finish, but that's par for the course on a project like this.
His work isn't up to par. Is he not well?.