Ebeveynlerimin de bir çiftliği var.
- My parents also have a farm.
Onun ailesi çiftçiydi.
- His parents were farmers.
Rus parlamentosunun alt kanadı olan Dumanın bir oturumunda ortalama sekiz kanun kabul edilir.
- During one session of the Duma, the lower house of the Russian parliament, an average of eight laws are adopted.
Mary Tom'un partisi için üç düzine kurabiye pişirdi.
- Mary baked three dozen cookies for Tom's party.
Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.
- In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life.
Oldukça yeterli olduğumu hissetmiyorum.
- I am not feeling quite up to par.
Kısmen yeterli bilgiyi alamadığından dolayı Harper'in açıklaması eksik kalıyor.
- Partly because he could not receive enough information, Harper's description remains imperfect.
Tom, çoğu kişiyi başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom successfully convinced many people that he possessed paranormal powers.
Tom normal ötesi olaylara inanıyor.
- Tom believes in paranormal phenomena.
Yol nehre paraleldir.
- The road is parallel to the river.
Onun alt yapısı onun selefininki ile paralellik göstermektedir.
- His background parallels that of his predecessor.
He will need to par every hole in order to win this game.
He needs to make this shot for par.
It took a long time to finish, but that's par for the course on a project like this.
His work isn't up to par. Is he not well?.