On çifti partiye davet ettik.
- We invited ten couples to the party.
Onun ailesi çiftçiydi.
- His parents were farmers.
Rus parlamentosunun alt kanadı olan Dumanın bir oturumunda ortalama sekiz kanun kabul edilir.
- During one session of the Duma, the lower house of the Russian parliament, an average of eight laws are adopted.
Ebeveynlerimle temas kurdum.
- I contacted my parents.
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
Oldukça yeterli olduğumu hissetmiyorum.
- I am not feeling quite up to par.
Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.
- In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs.
Tom normal ötesi olaylara inanıyor.
- Tom believes in paranormal phenomena.
O, oldukça normal bir partiydi.
- It was a pretty normal party.
Nehir ana caddeye paralel akar.
- The river runs parallel to the main street.
Kediler sahiplerininkine paralel duygusal alışkanlıklar gösterir.
- Cats show emotional habits parallel to those of their owners.
He will need to par every hole in order to win this game.
He needs to make this shot for par.
It took a long time to finish, but that's par for the course on a project like this.
His work isn't up to par. Is he not well?.