On çifti partiye davet ettik.
- We invited ten couples to the party.
Ebeveynlerimin de bir çiftliği var.
- My parents also have a farm.
Rus parlamentosunun alt kanadı olan Dumanın bir oturumunda ortalama sekiz kanun kabul edilir.
- During one session of the Duma, the lower house of the Russian parliament, an average of eight laws are adopted.
Ebeveynlerimle temas kurdum.
- I contacted my parents.
Kuran'da Hz. Meryem ve Hz. İsa'nın doğumu hakkında bir bölüm vardır.
- In the Quran there is a part about Saint Mary and the birth of Jesus Christ.
Onlu yaşlarındayken ebeveynlerinin seninle birlikte yeterli zaman harcadıklarını düşünüyor musun?
- Do you think your parents spent enough time with you when you were in your teens?
Dünyanın pek çok yerinde, herkesin ihtiyaçlarını karşılamak için yeterli yiyecek yoktur.
- In many parts of the world, there is not enough food to meet everyone's needs.
Tom normal ötesi olaylara inanıyor.
- Tom believes in paranormal phenomena.
Tom, çoğu kişiyi başarıyla normal ötesi güçleri olduğuna ikna etti.
- Tom successfully convinced many people that he possessed paranormal powers.
Yol nehre paraleldir.
- The road parallels the river.
Yol nehre paraleldir.
- The road is parallel to the river.
He will need to par every hole in order to win this game.
He needs to make this shot for par.
It took a long time to finish, but that's par for the course on a project like this.
His work isn't up to par. Is he not well?.