papoose

listen to the pronunciation of papoose
İngilizce - Türkçe
Kızılderili çocuğu
arka sepeti
{i} (Kızılderili) bebek
Kuzey Amerika kızılderililerinin çocuklarına verilen isim
{i} sırtta çocuk taşıma sepeti
{i} kızılderili çocuk
bebek (kızılderili)
baby
bebek

Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın. - The baby is asleep. Don't make a noise.

Bebek tüm gece ağladı. - The baby cried all night.

baby
yavru

Parkta dolaşırken, bir yavru kuş buldum. - Walking in the park, I found a baby bird.

Hiç yavru güvercin gördün mü? - Have you ever seen a baby pigeon?

baby
her ihtiyacını karşılamak
baby
bala
baby
{i} piliç (kız)
baby
(fiil) şımartmak, bebek muamelesi yapmak
baby
{i} k.dili. sevgili
baby
(Tıp) Bebek, süt çocuğu
baby
{i} sorumluluk
baby
{s} bebeksi
baby
küçük çocu
baby
dili küçük nispeten küçük
baby
{f} şımartmak
baby
argo bir kimsenin ovunmesine sebep olan icat veya eser
baby
{s} küçük

Bebeğin güzel küçük parmakları var. - The baby has pretty little fingers.

Mary'nin bebeği bir aydan daha küçük. - Mary's baby is less than a month old.

baby
bebeğe yakışan
baby
argo kız
baby
{f} (birine) aşırı bir özenle bakmak, her ihtiyacını karşılamak
papoose

    Heceleme

    pa·poose

    Telaffuz

    Etimoloji

    [ pa-'püs, p&- ] (noun.) 1634. From Narragansett papoos, “child”