Bileti ödemek için cebinde yeterli paran olduğundan emin olmalısın.
- You should make sure that you have enough money in your pocket to pay for the ticket.
Tom her şey için kendisi ödemek zorunda kaldı.
- Tom had to pay for everything himself.
Dün bir gün ücretli izin aldım.
- I took a paid day off yesterday.
Fransa'da işçiler her yıl dört haftalık ücretli izin alırlar.
- Workers in France receive four weeks of paid vacation each year.
Tom bugün para ödendiğinden beri aşırı cömert.
- Tom is flush with money since he got paid today.
Satın alındı ve ödendi.
- It's been bought and paid for.
Aslında bunu yapmak için bana para ödenmektedir.
- I'm actually paid to do this.
Kitap için beş dolar ödedim.
- I paid five dollars for the book.
Ona beş dolar ödedim.
- I paid her five dollars.
Ben gerekli vize ücretleri ödenene kadar seyahata gidemeyeceğim.
- I won't be able to go travelling until the requisite visa fees are paid.
Okullar ve yollar vergilerle ödenen hizmetlerdir.
- Schools and roads are services paid for by taxes.
Ben sadece ne yapmak için ödenmişsem onu yaparım.
- I only do what I'm paid to do.
He paid for his wild youth with a lonely old age.
I pay for everything with my credit card whenever I can.
... this game even if I wasn't being paid for it. ...
... That's how it's going to be paid for. But we don't know the details. He says that he's ...