Biri bu kitabın ilk üç sayfasını yırtmış.
- Someone has ripped out the first three pages of this book.
Romanın son sayfasını henüz okumadım.
- I haven't read the final page of the novel yet.
Her markiz uşak sahibi olmak ister.
- Every marquis wants to have pageboys.
O, sayfaya bir işaret koydu.
- He put a mark on the page.
Lütfen onuncu sayfaya bakın.
- Please refer to page ten.
Prenses kendini bir komi olarak gizledi.
- The princess disguised herself as a page.
Tom baştan sona kadar derginin sayfalarını çevirdi.
- Tom flipped through the pages of the magazine.
IPad Flash içeriği ile web sayfalarını uygun şekilde görüntüleyebilseydi, benim için mükemmel bir çözüm olurdu.
- The iPad would be a perfect solution for me if it could properly display web pages with Flash content.
Birini çağırtmak istiyorum.
- I'd like to page someone.
I’ll be out all day, so page me if you need me.
the page of history.
An SUV parked me in. Could you please page its owner?.
The patient paged through magazines while he waited for the doctor.
... page to other pages. ...