Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
- An airplane had flown over the mountain.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Tom elini onun kalbinin üstüne koydu.
- Tom put his hand over his heart.
O, pijamasının üstüne kaftan giydi.
- He wore a robe over his pajamas.
1920 yazına doğru Kızıl Panik bitmişti.
- By the summer of 1920, the Red Scare was over.
Ben vardığımda parti neredeyse bitmişti.
- The party was all but over when I arrived.
Soğuk algınlığımı atlatmam bir aydan daha fazla zamanımı aldı.
- It took me more than one month to get over my cold.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Oğlunun ölümü üzerine ağladı.
- She wept over her son's death.
Kızının ölümü üzerine ağladı.
- He wept over his daughter's death.
Borçları 1,000 doların üstündedir.
- His debts amount to over $1,000.
Tom başının üstünde gibi hissetti.
- Tom felt like he was in over his head.
Lincoln kutlamaların bittiğine memnundu.
- Lincoln was glad the celebrations were over.
Tom'un sorunçıkaran günleri bitti.
- Tom's troublemaking days are over.
O, çok fazla iyimser bir bakış.
- That's an overly optimistic view.
Çok fazla balık avı dolayısıyla, bazı balık stokları şimdi tehlikeli derecede düşük seviyelerde.
- Due to overfishing, some fish stocks are now at perilously low levels.
Baştan sona kapıyı beyaza boyadı.
- He painted the door over white.
Tom sözleşmeyi dikkatli bir şekilde baştan sona okudu.
- Tom carefully read over the contract.
Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
Partiden arta kalan birçok yemek vardı.
- There was a lot of food left over from the party.
Zürafa yüzemez çünkü ağırlık merkezi çok yukarıda olduğundan baş aşağı döner.
- The giraffe cannot swim because its centre of gravity is so high that it would topple over.
Kilise, kenti yukarıdan gören tepe üzerindedir.
- The church is on the hill overlooking the city.
Satın almadan önce evi iyice inceledik.
- We went over the house thoroughly before buying it.
Onu iyice düşünmem için bana biraz zaman ver.
- Give me some time to think it over.
Ben onu tekrar yapmak zorunda mıyım?
- Do I have to do it over again?
Delegeler tekrar tekrar oy kullandı.
- Delegates voted over and over again.
Telefonda onunla konu hakkında konuştum.
- I spoke to him about it over the telephone.
Soğuk bir bira hakkında konuşalım.
- Let's talk over a cold beer.
Bu iş için gereğinden fazla kalifiye olduğumu söylediler.
- They said I'm overqualified for that job.
Sen bu iş için gereğinden fazla niteliklisin.
- You're overqualified for this job.
Kırsaldan şehir bölgelerine yapılan bu taşınma iki yüzyıldan daha fazla bir süredir devam etmektedir.
- This movement from rural to urban areas has been going on for over two hundred years.
Eldeki bir kuş yukardakinden daha emniyetlidir.
- A bird in hand is safer than one overhead.
Açıkçası, ben fazlaca endişeli değilim.
- Frankly, I'm not overly concerned.
Tom şapkasını gözlerinin üzerine aşağıya indirdi.
- Tom pulled his cap down over his eyes.
Fadıl'ı bir daha kaybetmek istemiyorum.
- I don't want to lose Fadil all over again.
Hatalarına bir daha asla göz yummayacağım.
- I'll never overlook your mistakes again.
Helen'in forumu bir veya iki fırın eldiveni kullanılıp kullanılmayacağı üzerine uzlaşmaz bir bölünme yaşadı.
- Helen's forum experienced an irreconcilable schism over whether to use one or two oven mitts.
En zor bölüm şimdi bitti.
- The hardest part is over now.
Tom onun üstünden geçecek.
- Tom will get over it.
Hızlı kahverengi tilki tembel köpeğin üstünden atlamadı.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
Toplantı nerdeyse bitmek üzere.
- The meeting is almost over.
Ekim ayının bitmek üzere olduğuna inanabiliyor musun?
- Can you believe that October is almost over?
Bana sorarsanız bu tamamen abartılı.
- If you ask me, it's completely overblown.
Onun dersi tamamen benim anlamayacağım kadar zor.
- Her lecture was completely over my head.
Bu noktaya kadar ben dönemdeki siyasi huzursuzluğun büyümesi ile ilgili genel bir bakış sundum.
- Up to this point I have presented an overview of the growth of political unrest in the period.
Babasının ölümü ile ilgili şoku atlattı.
- He got over the shock of his father's death.
Tom raporu baştan yeniden yazmak zorundaydı.
- Tom had to write the report all over again.
Yeniden başlamalıyım.
- I have to start over.
Tom Mary'yi her yere götürdü.
- Tom drove Mary all over the place.
Tom Mary'nin olduğu yere yürüdü.
- Tom walked over to where Mary was.
Dalida aşırı dozda uyku hapından öldü.
- Dalida died from an overdose of sleeping pills.
Aşırı güvenden sakınmalısın.
- You should beware of overconfidence.
Lech Wałęsa 1980'de tersane çitinin üzerinden atladı.
- Lech Wałęsa jumped over the shipyard fence in 1980.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Dünyada 800,000'i aşkın Baskça konuşan kişi vardır.
- There are over 800,000 Basque speakers in the world.
Dünyada yedi bini aşkın dil vardır.
- There are over seven thousand languages in the world.
Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
- A lot of people want peace all over the world.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Nalokson morfin türevi ilaçların aşırı dozunun etkilerini tersine çevirebilen hayat kurtarıcı bir ilaçtır.
- Naloxone is a life-saving drug that can reverse the effects of an opioid overdose.
Tom şimdi baştan başa sözleşmeyi okuyor.
- Tom is reading over the contract right now.
300'ü geçkin insan tutuklandı.
- Over 300 people were arrested.
Köprünün üstünde giden trene bak.
- Look at the train going over the bridge.
Oluklu kaşıklar geleneksel pelin ayininde belirli bir role sahiptir.Onlar bir adet küp şekeri soğuk suyla bardaklarının içine eritmek için küp şekeri bardağın üstünde tutmak için kullanılır.
- Slotted spoons have a particular role in the traditional absinthe ritual. They are used to hold a sugar cube over a glass as one dissolves it into her drink with cold water.
Dünyanın her yerine seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel all over the world.
Aç kedi çöpü mutfağın her yerine saçtı.
- The hungry cat scattered the trash all over the kitchen.
Dünyanın her yerinden binlerce insan, NASA astronotu olmak için başvuruyor.
- Thousands of people from all over the world apply to become NASA astronauts.
Buraya dünyanın her yerinden turistler gelir.
- Tourists from all over the world come here.
O, 30 yaşın üstünde ama yine de mali açıdan ailesine bağlı.
- He's over 30 but still financially dependent on his parents.
Sami onu tekrar tekrar yineliyordu.
- Sami was repeating that over and over.
Artık onun hakkında konuşmayalım.
- Let's not go over that again.
2014 Sochi Kış olimpiyatları artık bitti.
- The 2014 Sochi Winter Olympics are now over.
Yüksek bir kum tepeciğinden bütün adayı görebildim.
- From the tall dune I could see over the whole island.
Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
- The tree was so tall that it towered over the garden wall.
Tom kış boyunca kilo aldı.
- Tom gained weight over the winter.
Tatil boyunca orada kamp yaptık.
- We camped there over the holiday.
Bir uçak dağ üzerinden uçtu.
- An airplane had flown over the mountain.
Çocuk, çitin üzerinden atladı.
- The boy skipped over the fence.
Sanırım Tom aşırı derecede iyimser.
- I think Tom is overly optimistic.
Aşırı derecede yorgun değildim.
- I wasn't overly tired.
Over meatloaf and mashed potatoes (being careful not to talk with his mouth full), Stanley told about his adventure.
The latest policy was over-conservative.
Let's go over scene 3 from the top.
I think I’m over my limit for calories for today.
Let's walk over the hill to get there.
Sales are down this quarter over last.
How do you receive? Over!.
He bent over to touch his toes.
Climb up the ladder and look over .
Can I sleep over?.
I'll bring over a pizza.
standard cash count forms used to record the count and any overs or unders.
I lost my paper and I had to do the entire assignment over.
four over two equals two over one.
He is finally over his ex-girlfriend.
I moved over to make room for him to sit down.
The quick brown fox did not jump over the lazy dog.
- The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
The quick brown fox didn't jump over the lazy dog.
- The quick brown fox did not jump over the lazy dog.