Sonunda merakım korkumun üstesinden geldi.
- Eventually, my curiosity overcame my fear.
Peter doktor olmayı başarmadan önce birçok zorluğun üstesinden geldi.
- Peter overcame a lot of difficulties before succeeding as a doctor.
Zayıflıklarının üstesinden gelmek zor değil.
- It isn't hard to overcome your weaknesses.
O, bir sürü engelin üstesinden gelmek zorundaydı.
- He had to overcome a lot of obstacles.
Yüksek yen değerinin nasıl üstesinden gelineceği büyük bir sorundur.
- How to overcome the high value of the yen is a big problem.
İlk engelin üstesinden gelmeyi başardık.
- We have managed to overcome the first obstacle.
Utangaçlığımı atlatmaya çalıştım, ama boşuna.
- I have tried to overcome my shyness, but to no avail.
thenne he sente for the quene and sone she was come, and she maade grete Joye of the ouercomynge of that bataille.
By and by fumes of brandy began to fill the air, and climb to where I lay, overcoming the mouldy smell of decayed wood and the dampness of the green walls.