İlk başta birbirimizi hiç tanımıyorduk. Zamanla birbirimizi tanıdık.
- At first, we weren't familiar at all. Over time we got to know each other.
Zamanla, şartlar yalnızca kötüleşti.
- Over time, things only got worse.
Gelecek hafta her gün fazla çalışmak zorunda kalacağım.
- I'll have to work overtime every day next week.
Korkarım ki fazla çalışmak zorundasın.
- I'm afraid you have to work overtime.
O, bu hafta on saat fazla mesai yaptı.
- He put in ten hours of overtime this week.
Dün fazla mesai yapmak zorunda kaldım.
- Yesterday I had to work overtime.
she will get well over time - zaman içerisinde iyileşecek.
Tom Noel Arefesinde fazla mesai yapmak istemedi.
- Tom didn't want to work overtime on Christmas Eve.
Dün fazla mesai yapmak zorunda kaldım.
- Yesterday I had to work overtime.
Workers are usually paid extra for working overtime.
... particular amusement ride change over time, so it's ...
... insurance companies. And over time, if traditional Medicare has decayed or fallen apart, then ...