Biz kitabın dışında bir şey bırakmadık.
- We have left nothing out of our book.
Yurt dışında seyahat söz konusu değil.
- Traveling abroad is out of the question.
Sanırım sizin bedeniniz bitti.
- I think we're out of your size.
Sizi oradan çıkaracağız.
- We're going to get you out of there.
Durum hızla denetimden çıktı.
- The situation quickly got out of hand.
Ben buranın dışına çıkmayı deniyorum.
- I'm trying to get out of here.
Tom onu bir adalet duygusundan yoksun olarak yaptı.
- Tom did it out of a sense of justice.
Yolda bir arabanın olması dolayısıyla garajımdan çıkamadım.
- I couldn't get out of my garage because there was a car in the way.
Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
- We arrived at that plan out of pure desperation, but the book sold well.
Şimdi birkaç aydır yeni gelişmeler hakkında bilgim yok.
- I've been out of touch with things for several months now.
Yataktan çıkmadan önce günün geriye kalanında ne yapacağım hakkında düşünerek biraz zaman harcarım.
- Before I get out of bed, I spend a little time thinking about what I'll be doing the rest of the day.
Enflasyon kontrolün dışına çıkıyor.
- Inflation is getting out of control.
Beyaz bir köpek evin dışına fırladığında, o kapıyı henüz açmıştı.
- She had hardly opened the door when a white dog rushed out of the house.
Tavan arasından dışarı çıkma.
- Don't come out of the attic.