Sami'nin yalanları daha büyük ve daha saçma.
- Sami's lies got bigger and more outlandish.
Dedikoduya çok düşkündür.
- She is very fond of gossip.
Köpeklere çok düşkündür.
- She is very fond of dogs.
Tom'un Mary ile ilgili sevgi dolu anıları var.
- Tom has fond memories of Mary.
Ann aşırı derecede çikolataya düşkün.
- Ann is exceedingly fond of chocolate.
Genel olarak küçük kızlar bebekleri çok severler.
- In general, little girls are fond of dolls.
Büyükbabam sabah erkenden yürüyüş yapmayı sever.
- My grandfather is fond of taking a walk early in the morning.
Avusturalya yemeklerine çok meraklıyımdır.
- I am fond of Australian food.
Kız kardeşim müziğe meraklıdır.
- My sister is fond of music.
Kız kardeşim müziğe meraklıdır.
- My sister is fond of music.
Ben sinema meraklısıyım.
- I am fond of the cinema.
The rock star wore black with outlandish pink and green spiked hair.