Yemek yemek isteyen başka birisi var mı?
- Is there anyone else wanting to eat?
Başka hiç kimse yaralanmadı.
- Nobody else got hurt.
Bir futbol skoru 3-0 ise bu, zafer değilse başka nedir?
- If a soccer score of 3 to 0 isn't a victory, what else is it?
Memnun değilsen kapı şu tarafta güzel kardeşim.
- If you're not happy, you can take your business elsewhere.
Tom Fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.
- Tom is better at science than anyone else in his class.
O, bu şehirdeki herhangi başka birinden daha zengin.
- He is richer than anyone else in this town is.
Bana paranı ver yoksa seni döverim.
- Give me your money or else I'll beat you up.
Erken kalk, yoksa okula geç kalacaksın.
- Get up early, else you'll be late for school.
Tom gerçekten çok başka türlü yapamaz.
- Tom can't really do much else.
Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız!
- Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet!
I'm busy Friday; when else (=what other time) works for you?.