Birinin çözümü, ötekinin çözümünü kanıtlayabilir.
- The solution of one may prove to be the solution of the other.
Al birini vur ötekine!
- One's as bad as the other.
Ben öbür yola bakmaktan kendimi tutamadım.
- I can't keep looking the other way.
Meryem öbür kızlar gibi değil.
- Mary is not like the other girls.
Diğer tüm diller Uygurca'dan daha kolaydır.
- All the other languages are easier than Uighur.
Ben uyandığımda, diğer tüm yolcular inmişti.
- When I woke up, all other passengers had gotten off.
Başka seçeneğim yoktu.
- I had no other choice.
Her şahıs tek başına veya başkalarıyla birlikte mal ve mülk sahibi olma hakkına sahiptir.
- Everyone has the right to own property alone as well as in association with others.
Bizim iki kedimiz var, biri beyaz, diğeri siyahtır.
- We have two cats; one is white, and the other is black.
Onun iki kedisi var. Biri beyaz ve diğeri siyah.
- She's got two cats. One's white and the other is black.
O, Tom'dan başkası değil.
- It's none other than Tom!
Tom'dan başkasının bunu almayı istemesi pek olası değil.
- It's unlikely that anyone other than Tom would be interested in buying this.
O, geçen gün konuştuğumuz çocuktur.
- He is the boy of whom we spoke the other day.
Bu geçen gün kaybettiğim kalemin aynısı.
- This is the same pencil that I lost the other day.
Tom'tan başka kimsenin onu yaptığını hiç görmedim.
- I've never seen anyone other than Tom do that.
Berberler binlerce yıldır yaşıyor ve başkaları bir gün bile hayatta kalamadı.
- The Berbers have lived for thousands of years where others could not survive even one day.
Prenses ve İrlandalı birbirini tanıyordu ve evlilerdi ve bir yıl bir gün süren büyük bir düğün yapmışlardı.
- The Princess and the Irishman recognised each other, and were married, and had a great wedding that lasted for a year and a day.
Bundan başka herhangi bir şey yapma.
- Don't do anything other than this.
Bundan başka boyutlarda var mı?
- Do you have this in other sizes?
Bir sonraki Noelde üç yıldır birbirimizi tanıyor olacağız.
- We'll have known each other for three years next Christmas.
Başka türlü yapamazdım.
- I could not have done otherwise.
Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü.
- I thought it was a good book, but Jim thought otherwise.
Other people would do it differently.
I get paid every other week.
Other than that, I'm fine.
And if that I had nat had my prevy thoughtis to returne to youre love agayne as I do, I had sene as grete mysteryes as ever saw my sonne Sir Galahad other Percivale, other Sir Bors.
I'm afraid little Robbie does not always play well with others.
He turned around and walked the other way.
I was ill, otherwise I would have attended the meeting.
- I was ill, otherwise I would've attended the meeting.
Be sure to clean the lint filter before you run the dryer. Otherwise, you might start a fire.
- Be sure to clear the lint trap before you run the dryer. Otherwise, you might start a fire.