Üç gündür, bayat bir sandviç, çürük bir elma ve biraz bozuk yoğurt dışında hiçbir şey yemedim.
- I haven't had anything to eat for three days other than a stale sandwich, a rotten apple, and some spoiled yogurt.
O, güzelin dışında bir şey.
- That is something other than beautiful.
Seninki hariç tüm denemeler iyiydi.
- All the essays, other than yours, were good.
Jim'den başka onu gören biri var mı?
- Did anybody other than Jim see her?
Tom, onun adından başka Mary hakkında bir şey bilmiyor.
- Tom doesn't know anything about Mary, other than her name.
... exactly we'd replace it with other than saying we're going to leave it to the states. ...
... other than the top third of your class, ...