That store is across the street.
Lay the top stick across the bottom one.
Ski jumping is popular in Nordic countries and Central Europe.
- Kayakla atlama İskandinav ülkeleri ve Orta Avrupa'da popülerdir.
Kazakhstan is one of the developed countries in Central Asia.
- Kazakistan, Orta Asya'daki gelişmiş ülkelerden biridir.
I like my steak medium.
- Bifteğimi orta büyüklükte severim.
I believe the medium size will fit you better.
- İnanıyorum ki orta beden sana daha iyi uyacak.
This does not mean that they have nothing in common with other peoples.
- Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez.
Tom doesn't have a mean bone in his body.
- Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.
The tiger laid in the middle of the cage.
- Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı.
The middle finger is the longest.
- En uzun parmak orta parmaktır.
That place is in the middle of nowhere.
- O yer hiçbir yerin ortasında değildir.
The middle finger is the longest.
- En uzun parmak orta parmaktır.
Moderate exercise will do you good.
- Orta derecede egzersiz sana iyi gelecektir.
I always drive at a moderate speed.
- Ben her zaman orta hızda araba sürerim.
We sat in the center of the room.
- Odanın ortasına oturduk.
This stone has a hole in the center.
- Bu taşın ortasında bir deliği var.
America is in the midst of a drug overdose epidemic.
- Amerika aşırı dozda bir ilaç salgınının ortasında.
The dark night of the soul is death in the midst of life.
- Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.
I like my steak medium.
- Bifteğimi orta büyüklükte severim.
I like my steak cooked medium rare.
- Bifteğimi orta pişmiş severim.
He's going through a mid-life crisis.
- Bir orta-yaş krizine giriyor.
She married again in her mid-forties.
- Kırklı yaşların ortalarında tekrar evlendi.
He's just a normal junior high school student, not particularly intelligent.
- O sadece normal bir ortaokul öğrencisidir, özellikle akıllı değildir.
His normal position is third baseman.
- Onun normal pozisyonu üçüncü orta saha oyuncusu.
He will get an average mark at best.
- En iyi halde ortalama bir not alacak.
She reads on average three or four books a week.
- O, haftada ortalama üç ya da dört kitap okur.
She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate.
- İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor.
Intermediate and advanced language courses are given in the language being learned.
- Orta ve ileri dil kursları öğretilen dilde verilir.
The earliest civilizations arose in Mesopotamia.
- En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.
What makes you think the Middle East is more important than Mesoamerica, for instance?
- Örneğin Orta Doğu'nun Orta Amerika'dan daha önemli olduğunu sana düşündürten şey ne?
Only two years after receiving their secondary school diploma, young people today know merely ten percent of what they learned on school. That's crazy! We must strive for 100 percent.
- Ortaokul diplomalarını aldıktan sadece iki yıl sonra, bugün genç insanlar okulda öğrendiklerinin sadece yüzde onunu biliyorlar. Bu çılgınca! Yüzde yüz için çaba göstermeliyiz.
I am a teacher in the secondary school.
- Ben ortaokulda bir öğretmenim.