ortasındaki

listen to the pronunciation of ortasındaki
Türkçe - İngilizce
mid

The police found Tom lying on the floor with a bullet hole in the middle of his forehead. - Polis Tom'u alınının ortasındaki bir kurşun deliğiyle yerde yatarken buldu.

Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert. - Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.

Mobile information device
Made with a somewhat elevated position of some certain part of the tongue, in relation to the palate; midway between the high and the low; said of certain vowel sounds; as, a (ale), / (/ll), / (/ld)
{a} bewteen two, equally distant
A file name suffix indicating that the file contains music in the MIDI (Musical Instrument Digital Interface) This format provides a compact method for specifying musical notes, but it does not provide a means for specifying speech, sound effects, or other recorded sounds Consequently, it's most often used to supply background music on Web pages and for exchanging melodies in certain Usenet newsgroups Most Web browsers support MIDI file playback, either with direct built-in code or through use of optional plugins (separate program opened automatically by the browser)
amid
{e} between, amid, among
Middle
The MID is the middle shared hosting package offered by Virtualis It is a good choice for small businesses that are just starting on the Web See Also: SHARED SERVER
The MID is the second smallest virtual server package offered by Virtualis It is a good choice for small businesses that are just starting on the Web Find more information about the MID See Also: VIRTUAL SERVER
Message IDentifier
used in combination to denote the middle; "midmorning"; "midsummer"; "in mid-1958"; "a mid-June wedding"
Made with a somewhat elevated position of some certain part of the tongue, in relation to the palate; midway between the high and the low; said of certain vowel sounds; as, ā (āle), &ebreve; (&ebreve;ll), ō (ōld)
See Guide to Pronunciation, §§ 10, 11
Denoting the middle part
Occupying a middle position; middle
( mid) - Music file, exchangeable with other systems, specially capable with the use of complete music compositions because of the small file size
(Message Identifier) - The message identifier is used to associate ATM cells that carry segments from the same higher layer packet
Boosts or cuts frequencies in the mid range of the frequency spectrum (100 Hz - 10 Khz) A "peaking" control, it tends to make more extreme changes at the mid-range frequencies (around 1 KHz) and less extreme changes at either end of the mid range (100 Hz and 10 KHz)
orta
{s} central

He's back from his travels in Central Asia. - Orta Asya'daki seyahatlerinden döndü.

Kazakhstan is one of the developed countries in Central Asia. - Kazakistan, Orta Asya'daki gelişmiş ülkelerden biridir.

orta
medium

I like my steak medium. - Bifteğimi orta büyüklükte severim.

I like my steak cooked medium rare. - Bifteğimi orta pişmiş severim.

orta
mean

This does not mean that they have nothing in common with other peoples. - Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez.

Tom doesn't have a mean bone in his body. - Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.

orta
middle

Don't speak in the middle of a lesson. - Dersin ortasında konuşma.

This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages. - Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.

orta
mid

Don't speak in the middle of a lesson. - Dersin ortasında konuşma.

That place is in the middle of nowhere. - O yer hiçbir yerin ortasında değildir.

orta
moderate

I always drive at a moderate speed. - Ben her zaman orta hızda araba sürerim.

Moderate exercise will do you good. - Orta derecede egzersiz sana iyi gelecektir.

Orta
(Tıp) medius
orta
center

This stone has a hole in the center. - Bu taşın ortasında bir deliği var.

You hit the center of the target. - Hedefin ortasından vurdun.

orta
mediocre
orta
{i} midst

The dark night of the soul is death in the midst of life. - Ruhun karanlık gecesi hayatın ortasındaki ölümdür.

He fainted in the midst of his speech. - Konuşmasının ortasında bayıldı.

orta
centre point
orta
indifferent
orta
(Dilbilim) half open
orta
counter
orta
in-between
orta
(Meteoroloji) mediocris
orta
cross-ball
orta
med

Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology? - Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?

I like my steak medium. - Bifteğimi orta büyüklükte severim.

orta
center point
orta
mid-

These tire tracks were made by a mid-size vehicle. - Bu lastik izleri orta boy bir araç tarafından yapıldı.

Hazelnuts are harvested in mid-autumn. - Fındık sonbaharın ortasında hasat edilir.

orta
normal

His normal position is third baseman. - Onun normal pozisyonu üçüncü orta saha oyuncusu.

I thought that my girlfriend was normal, but she turned out to be a succubus! - Kız arkadaşımın normal olduğunu düşündüm ama onun bir şeytan olduğu ortaya çıktı.

orta
medial
orta
median
orta
midpoint
orta
middling
orta
average

She earns on average ten pounds a week. - O, bir haftada ortalama 10 pound kazanır.

She reads on average three or four books a week. - O, haftada ortalama üç ya da dört kitap okur.

orta
tolerable
orta
fair to middling
orta
mezzo
orta
intermediate

She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate. - İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor.

Intermediate and advanced language courses are given in the language being learned. - Orta ve ileri dil kursları öğretilen dilde verilir.

orta
centre
orta
fair
orta
media
orta
centro-
eksen. çark veya çıkrık ortasındaki mihver
axis. axis in the middle of the wheel or windlass
orta
the middle
orta
ın the middle
orta
of medium
nişan tahtasının ortasındaki beyazlık
carton
orta
phys. place, locus, field
orta
meso

What makes you think the Middle East is more important than Mesoamerica, for instance? - Örneğin Orta Doğu'nun Orta Amerika'dan daha önemli olduğunu sana düşündürten şey ne?

The earliest civilizations arose in Mesopotamia. - En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.

orta
middle, central (thing)
orta
middle, centre; central; average, medium, middle, middling; intermediate; moderate, tolerable; mediocre, indifferent
orta
middle, middle part, central part
orta
mediate
orta
mesne
orta
centre [Brit.]
orta
intermediate , medium
orta
bosom
orta
in between
orta
mesial
orta
passable
orta
secondary

I am a teacher in the secondary school. - Ben ortaokulda bir öğretmenim.

In 1873 he moved to Warsaw with his whole family, and from that time taught German at the Veterinary Institute and at a secondary school. - 1873 yılında bütün ailesiyle birlikte Varşova'ya taşındı ve o zamandan sonra Veteriner Enstitüsü ve bir ortaokulda Almanca dersi verdi.

orta
moderate; average, middling
orta
intermediary
orta
{i} C
orta
centripetal
orta
ides
orta
midway
orta
center,centre
orta
inbetween
sene ortasındaki
midyear
yıl ortasındaki
midyear
Türkçe - Türkçe

ortasındaki teriminin Türkçe Türkçe sözlükte anlamı

Orta
vasat
Orta
(Osmanlı Dönemi) CEVŞ
Orta
(Osmanlı Dönemi) VASÎT
Orta
midi
orta
Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer: "Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler."- Y. K. Karaosmanoğlu
orta
Orantı
orta
Yeniçeri ocağında tabur
orta
Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm: "Seccadesini ortasından kesip ikiye böldüler."- Ö. Seyfettin. İyi ile kötü arasındaki durum, hâl
orta
Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş
orta
Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer
orta
İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
orta
Topluluk içinde, arasında
orta
Her iki yanda kendi türünden eşit sayıda nesneler bulunan
orta
Görünür, algılanır durum: "Moralinin, inadının, zaman zaman da aşırı ataklığının nedeni ortadadır."- H. Taner
orta
Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş: "Aut çizgisinden nefis bir orta..."- H. Taner
orta
Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
orta
Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm
orta
Görünür, algılanır durum
orta
İçinde, arasında
orta
Her iki yanda kendi türünden eşit sayıda nesneler bulunan: "Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu."- R. H. Karay. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
orta
Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
orta
Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre
orta
Eğitimde zayıf ile iyi arasındaki derece
orta
İyi ile kötü arasındaki durum, hâl
ortasındaki