orta

listen to the pronunciation of orta
Türkçe - İngilizce
medium

I like my steak medium. - Bifteğimi orta büyüklükte severim.

I believe the medium size will fit you better. - İnanıyorum ki orta beden sana daha iyi uyacak.

mean

This does not mean that they have nothing in common with other peoples. - Bu, onların diğer insanlarla ortak bir şeyi olmadığı anlamına gelmez.

Tom doesn't have a mean bone in his body. - Tom bedeninde ortalama bir kemiğe sahip değil.

middle

The tiger laid in the middle of the cage. - Kaplan kafesin ortasına uzanmıştı.

This magnificent cathedral dates back to the Middle Ages. - Bu muhteşem katedral orta çağlara kadar dayanır.

central

Kazakhstan is one of the developed countries in Central Asia. - Kazakistan, Orta Asya'daki gelişmiş ülkelerden biridir.

He's back from his travels in Central Asia. - Orta Asya'daki seyahatlerinden döndü.

mid

The middle finger is the longest. - En uzun parmak orta parmaktır.

Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings. - 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.

moderate

Moderate exercise in the evening helps induce sleep. - Akşamları orta derecede egzersiz uyumaya yardım eder.

I always drive at a moderate speed. - Ben her zaman orta hızda araba sürerim.

center

We sat in the center of the room. - Odanın ortasına oturduk.

This stone has a hole in the center. - Bu taşın ortasında bir deliği var.

mediocre
centre point
indifferent
(Dilbilim) half open
counter
in-between
(Meteoroloji) mediocris
cross-ball
med

I like my steak medium. - Bifteğimi orta büyüklükte severim.

Is early medieval glass production a continuation of Roman glass technology? - Erken Ortaçağ cam üretimi Roma cam teknolojisinin bir devamı mıdır?

center point
mid-

Hazelnuts are harvested in mid-autumn. - Fındık sonbaharın ortasında hasat edilir.

Since the mid-20th century, the number of hutongs in Beijing has dropped dramatically as they are demolished to make way for new roads and buildings. - 20. yüzyılın ortalarından beri Pekin'de su kuyusu sayısı önemli ölçüde düşmüş ve yeni yol ve binalar için bir yol yapmak için yıkılmışlardır.

normal

His normal position is third baseman. - Onun normal pozisyonu üçüncü orta saha oyuncusu.

He's just a normal junior high school student, not particularly intelligent. - O sadece normal bir ortaokul öğrencisidir, özellikle akıllı değildir.

phys. place, locus, field
meso

What makes you think the Middle East is more important than Mesoamerica, for instance? - Örneğin Orta Doğu'nun Orta Amerika'dan daha önemli olduğunu sana düşündürten şey ne?

The earliest civilizations arose in Mesopotamia. - En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.

middle, central (thing)
mezzo
middle, centre; central; average, medium, middle, middling; intermediate; moderate, tolerable; mediocre, indifferent
intermediate

Intermediate and advanced language courses are given in the language being learned. - Orta ve ileri dil kursları öğretilen dilde verilir.

She can't put together three words in Spanish, and she claims she's intermediate. - İspanyolca üç kelimeyi bir araya getiremiyor, ve orta düzey olduğunu iddia ediyor.

middle, middle part, central part
fair
mediate
middling
median
mesne
centre [Brit.]
intermediate , medium
bosom
in between
mesial
passable
medial
secondary

Only two years after receiving their secondary school diploma, young people today know merely ten percent of what they learned on school. That's crazy! We must strive for 100 percent. - Ortaokul diplomalarını aldıktan sadece iki yıl sonra, bugün genç insanlar okulda öğrendiklerinin sadece yüzde onunu biliyorlar. Bu çılgınca! Yüzde yüz için çaba göstermeliyiz.

In 1873 he moved to Warsaw with his whole family, and from that time taught German at the Veterinary Institute and at a secondary school. - 1873 yılında bütün ailesiyle birlikte Varşova'ya taşındı ve o zamandan sonra Veteriner Enstitüsü ve bir ortaokulda Almanca dersi verdi.

moderate; average, middling
midst

He fainted in the midst of his speech. - Konuşmasının ortasında bayıldı.

Your gift was like discovery of an oasis in the midst of a desert. - Hediyen bir çölün ortasındaki bir vahanın keşfi gibiydi.

intermediary
(Tıp) medius
midpoint
average

She reads on average three or four books a week. - O, haftada ortalama üç ya da dört kitap okur.

He will get an average mark at best. - En iyi halde ortalama bir not alacak.

tolerable
fair to middling
centre
media
centro-
the middle
ın the middle
of medium
{i} C
centripetal
ides
midway
center,centre
inbetween
orta dereceli şey
intermediate
orta yaş krizi
Mid-life crisis
orta doğu
Middle East

President Barack Obama praised Poland as an example for aspiring democracies in the Middle East and elsewhere. - Başkan Barack Obama Orta Doğuda ve başka yerde demokrasileri isteyenler için örnek olarak Polonya'yı övdü.

It goes without saying that camels are very useful in the Middle East. - Develerin Orta Doğuda çok yararlı olduğunu söylemeye gerek yok.

orta bölüm
(Bilgisayar) middle section
orta yaş bunalımı
Mid-life crisis
orta yüksek
(Bilgisayar) medium high
orta da
in the middle
orta direk
Pillar of society
orta kesmek
(Spor) to whip in a cross-ball
orta masası
middle panel
orta oyuncusu
mid player
orta pişmiş
medium

et orta pişmiş istiyorum.

orta çağ
middle ages
orta çıkarmak
(Spor) to whip in a cross-ball
orta öğrenim
secondary education
Orta Afrika Ekonomi ve Gümrük Birliği
(Hukuk) Central African Customs and Economic Union (UDEAC)
Orta Avrupa Müttefik Hava Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Air Forces Central Europe (NATO)
Orta Avrupa Müttefik Kara Kuvvetleri (NATO)
(Askeri) Allied Land Forces Central Europe (NATO)
Orta Doğu Savunma Yakıt Bölgesi
(Askeri) Defense Fuel Region, Middle East
Orta asya
central asia

He's back from his travels in Central Asia. - Orta Asya'daki seyahatlerinden döndü.

Kazakhstan is the largest country in Central Asia. - Kazakistan, Orta Asya'daki en geniş ülkedir.

orta akıncı
soccer center forward
orta amerikalı
Central American
orta boylu
(person) of medium height
orta boylu
middle-sized
orta dereceli okul
secondary school
orta direk
1. (Denizcilik) mainmast. 2. (Konuşma Dili) middle class, middle-class people
orta elçilik
ministerial
orta frekans
centre frequency
orta giriş köprü
(Askeri) medium girder bridge
orta halli
of moderate means
orta işi
housework
orta karar
moderate
orta kemer
central arch, centre arch
orta kuşak
the Temperate Zone
orta malı
a) common to all b) prostitute
orta nokta
midpoint
orta noktada uzlaşma örtme faktörü
(Askeri) midpoint compromise coverage factor
orta orantılı
mean proportional
orta parmak
middle finger

The hand has five fingers: the thumb, the index finger, the middle finger, the ring finger, and the pinky. - Elin beş parmağı var: başparmak, işaret parmağı, orta parmak, yüzük parmağı ve serçe parmak.

The middle finger is the longest. - En uzun parmak orta parmaktır.

orta sahın
nave
orta seviyede
moderate
orta seyir kotrası
(Askeri) medium endurance cutter
orta siklet
middleweight
orta sınıf
middle-class
orta sınıf öğrencisi
middler
orta tabaka
middle-class
orta tribünde
center stand
orta vade
(Hukuk) medium-term
orta vadeli planlama
(Hukuk) medium-term planning
orta vadeli rekabet
(Hukuk) medium-term competitiveness
orta yaş
middle age
orta yer
midpoint
orta yönetim
(Ticaret) middle management
orta çizgi
en-dash
orta ölçü
(Tekstil) intermediate size
orta öğretim okulu
grammar school
orta ünlü
(Dilbilim) central vowel
orta derecede
(Biyoloji) mediocre
orta derecede
reasonable
orta boy
medium size
orta boy
medium sized
orta boy
midsize
orta derecede
reasonably
orta vade
(Politika, Siyaset) midterm
orta boy
middle size
orta boy
medium-sized
orta boy
middle-sized
orta derece
middle level
orta yol
mid-course
orta çağ
dark ages
orta çağ
middle age
Orta Saha
midfielders
Orta boy
medium height
Orta boylu
medium height
Orta saha
midfield

Mesut Ozil is one of the best midfielders in the world. - Mesut Özil dünyanın en iyi orta saha oyuncularından biridir.

orta derece
mid-grade
orta okul
intermediate school
orta yol
midway
ortalar
centers
etkinin tasarlanmış orta noktası; etkinin arzu edilen orta noktası
(Askeri) designated mean point of impact; desired mean point of impact
orta boy
a) middle size b) medium-sized
orta boy
1. middle-sized. 2. middle-sized thing
orta boy
middlesized
orta boylu
medium-sized
orta boylu
middle sized
orta halli
tolerable
orta halli
middling
orta halli
everyday
orta halli
undistinguished
orta halli
middle-class
orta halli
middle class
orta saha
(tenis) center court
orta yol
midcourse
orta yol
via media
Türkçe - Türkçe
Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer: "Tam bağın ortasına geldikleri zaman düşman askerlerini gördüler."- Y. K. Karaosmanoğlu
Orantı
Yeniçeri ocağında tabur
Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm: "Seccadesini ortasından kesip ikiye böldüler."- Ö. Seyfettin. İyi ile kötü arasındaki durum, hâl
Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş
Bir şeyin kenarlarından merkeze doğru yaklaşık olarak aynı uzaklıkta olan yer
İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
Topluluk içinde, arasında
Her iki yanda kendi türünden eşit sayıda nesneler bulunan
Görünür, algılanır durum: "Moralinin, inadının, zaman zaman da aşırı ataklığının nedeni ortadadır."- H. Taner
Futbolda oyunculardan birinin, topu, kale ağzında duran arkadaşlarına havadan yollamak için yaptığı vuruş: "Aut çizgisinden nefis bir orta..."- H. Taner
Bir olayın, içinde gerçekleştiği yer
Bir şeyin eşit olarak ayrılabileceği bölüm
Görünür, algılanır durum
İçinde, arasında
Her iki yanda kendi türünden eşit sayıda nesneler bulunan: "Hademe orta bölmeyi açmak üzere koştu."- R. H. Karay. İki karşıt nitelik veya durum arasında bulunan, tutarlı, ılımlı, vasat
Sorunların çözümünde aşırılıklardan kaçınan, ölçülü bir yöntem izleyen
Başlangıcı ile bitimi arasında eşit uzaklıkta olan süre
Eğitimde zayıf ile iyi arasındaki derece
İyi ile kötü arasındaki durum, hâl
vasat
(Osmanlı Dönemi) CEVŞ
(Osmanlı Dönemi) VASÎT
midi
Orta Şark
Orta Doğu
orta ağırlık
Boksta 71 kg dan 75 kg a kadar olan boksörlerin ayrıldığı kategori, orta sıklet
orta dalga
Dalga boyu 200 ile 600 m arasında değişen dalga
orta dikme
Bir doğru parçasına orta noktasında dik olan doğru
orta halli
Ne zengin, ne yoksul olan
orta hizmetçisi
Bir evin temizlik işlerine bakan hizmetçi
orta işi
Orta hizmeti
orta karın
Göbeğin üstünde kalan karın bölgesi
orta kulak boşluğu
Dış kulak ile iç kulak arasındaki boşluk
orta masası
Değişik sayıdaki kısa ayaklar üzerine yatay olarak yerleştirilmiş tablası olan, genellikle oturma grubu ile kullanılan mobilya
orta mektep
Ortaokul
orta saha
Futbol, hentbol vb. oyunlarda topun oynandığı sahanın orta bölümü
orta sıklet
Orta ağırlık
orta yaşlı
Ne genç ne de yaşlı olan
orta yol
Çözüme açık, herkes tarafından kabul edilebilir olan davranış ve tutum
orta yolculuk
Orta yolcu olma durumu
orta öğretim
İlköğretimden geçtikten sonra öğrenimini sürdürmek isteyen öğrencileri daha üst öğrenime veya teknik ve meslek alanlarında hazırlamak için planlanan öğretim dönemi, orta tedrisat
orta şekerli
Ne az ne de çok şekeri olan
Orta parmak
(Osmanlı Dönemi) VUSTA
Orta Çağ
Batı Roma İmparatorluğunun çöküşünden (476) başlayarak 1453 'e veya 1492'ye kadar süren çağ
orta boy
Orta büyüklükte olan
orta boylu
Orta yükseklikte, boyda olan
orta parmak
El parmaklarının sağdan ve soldan üçüncü olanı
İngilizce - Türkçe

orta teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

orta kilolu
Medium weight