O, öksüze yakınlık gösterdi ve ona biraz para verdi.
- She sympathized with the orphan and gave him some money.
Tom on üç yaşında öksüz kaldı.
- Tom was orphaned at the age of thirteen.
Tom yapmayı söz verdiği yetimhaneyi yaptırmak için yeterli parayı toplamada zor zamanlar geçirdi.
- Tom had a hard time raising enough money build the orphanage he'd promised to build.
Emekli olduktan sonra, Teresa kendini yetimlerin bakımı için adamış.
- After retirement, Teresa devoted herself to caring for orphans.
Onlar kimsesiz çocuğu evlat edindi.
- They adopted the orphan.
O kimsesiz çocuğa acıdı ve ona biraz para verdi.
- She felt sympathy for the orphan and gave him some money.
Tom ve Mary yetim kalmış yavru bir kediyi kurtardı.
- Tom and Mary rescued an orphaned kitten.
Removing categories orphans pages from the main category tree.
She is an orphan child.
What do you do when you come across two orphaned polar bear cubs?.
With its government funding curtailed, the gun registry became an orphan program.
Tragically, her disease is so rare that the only effective medicine is an orphan drug.