The voices coming from the jungle frightened the explorers.
- Ormandan gelen sesler kaşifleri korkuttu.
The lion is the king of the jungle.
- Aslan ormanın kralıdır.
The activists were last seen in a remote, forested corner of Brazil.
- Eylemciler en son Brezilya'nın uzak, ormanlık bir köşesinde görüldüler.
He lived alone in the forest.
- Ormanda yalnız başına yaşadı.
The public is requested not to litter in these woods.
- Vatandaşların ormana çöp dökmemeleri rica olunur.
He takes pleasure from long walks in the woods.
- O, ormanda uzun yürüyüşlerden zevk alır.
Tom has a degree in forestry.
- Tom'un ormancılık bölümünde bir derecesi var.
Tom has a degree in forestry.
- Tom'un ormancılık alanında bir diploması var.
You used to be a forest ranger, didn't you?
- Sen bir orman bekçisiydin, değil mi?
I used to be a forest ranger.
- Eskiden bir orman bekçisiydim.
There are a great many forest fires in America.
- Amerika'da pek çok orman yangını var.
A forest fire broke out in this area.
- Bu alanda bir orman yangını patlak verdi.