Ateşin kökeni bilinmemektedir.
- The origin of the fire is unknown.
Milliyetim Fransız ama Vietnam kökenliyim.
- I have French nationality but Vietnamese origins.
Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.
- The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.
Değişiklik olsun diye özgün ol.
- Be original for a change.
Herkes dinledi ve çok mutluydu, düğünün özgün ve anlamlı olduğunu düşündüler.
- Everyone listened and was very happy, thinking this wedding was both original and meaningful.
Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.
- This poem was originally written in French.
Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.
- Subtle differences in tone discriminate the original from the copy.
Ali, Mevlana'nın Mesnevisini asıl metninden okuyabilmek için Farsça öğrendi.
- Ali learnt the Persian language to be able to read the The Mathnawi of Jalaluddin Rumi in original text.
Normanlar asıl dillerini bıraktılar.
- The Normans abandoned their original language.
Felicja'nın annesi, Rumen asıllı bir Polonyalıdır.
- Felicja's mother is a Polish of Romanian origin.
Ali, Mevlana'nın Mesnevisini asıl metninden okuyabilmek için Farsça öğrendi.
- Ali learnt the Persian language to be able to read the The Mathnawi of Jalaluddin Rumi in original text.
Ben başka bir iş yapmak için başlangıçta işe alındım.
- I was hired originally to do another job.
Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi.
- Originally, Abraham Lincoln wanted all slaves to be deported to Africa or the Caribbean.
Televizyon izlediğinde ya da radyo dinlediğinde, dinlediğiniz müzik genellikle Afrika kökenlidir.
- When you watch television or listen to the radio, the music which you hear is often African in origin.
Rusça'da yabancı kökenli isimler genellikle bütünleşmeye dayanamaz.
- In Russian, nouns of foreign origin generally don't succumb to integration.
Balıkçı ürünlerinin menşeini ve tazeliğini garanti eder.
- The fishmonger guarantees the origin and freshness of his products.
Başlangıçta, Abraham Lincoln Afrika'ya ve Karayiplere sınır dışı edilecek tüm köleleri istedi.
- Originally, Abraham Lincoln wanted all slaves to be deported to Africa or the Caribbean.
Ben başka bir iş yapmak için başlangıçta işe alındım.
- I was hired originally to do another job.
Değişiklik olsun diye özgün ol.
- Be original for a change.
Tondaki ince farklar orijinali fotokopiden ayırt eder.
- Subtle differences in tone discriminate the original from the copy.
Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.
- This poem was originally written in French.
Çok müstesna bir şahsiyetsin.
- You are an original masterpiece.
O, cazın Amerika'daki doğuşunu araştırıyor.
- He is studying the origin of jazz in America.
Bu alıntıların nereden kaynaklandığını bilmeliyim.
- I must know where these quotations originate.
Bu söylentiler nereden kaynaklandı?
- Where did such rumors originate?
Ateşin kökeni bilinmemektedir.
- The origin of the fire is unknown.
Televizyon izlediğinde ya da radyo dinlediğinde, dinlediğiniz müzik genellikle Afrika kökenlidir.
- When you watch television or listen to the radio, the music which you hear is often African in origin.
Bu alıntıların nereden kaynaklandığını bilmeliyim.
- I must know where these quotations originate.
Bu gelenek Çin'den kaynaklanır.
- This tradition originates from China.
Sanıyorum aslında düşündüğümden çok daha fazlasına ihtiyacımız var.
- I think we need a lot more than I originally thought.
Cadılar Bayramı aslında bir Kelt festivaliydi.
- Halloween was originally a Celtic festival.
Şimdi yaptığım iş yaratıcılık gerektirir.
- The work I'm doing now requires originality.
Orijinalde su kuyusu anlamına gelen hutong sözcüğü, Moğol dilinden yaklaşık 700 yıl önce gelmiştir.
- The term hutong, originally meaning water well, came from the Mongolian language about 700 years ago.
Biri diğerinden çok daha canlı olduğundan, orijinal ve kopya kolayca ayırt edilirler.
- The original and the copy are easily distinguished since the one is much more vivid than the other.
Buranın ilk insanları kimlerdi?
- Who were the original people here?
Leyla ilk başta cinayete teşebbüsle suçlanıyordu. Cinayet değil.
- Layla was originally charged with conspiracy to commit murder. Not murder.
The paper contains a number of original ideas about color perception.
Parker was one of the original bebop players.
This recording is by the original broadway cast.
This manuscript is the original.
You’re an original.