organ that pumps blood

listen to the pronunciation of organ that pumps blood
İngilizce - Türkçe

organ that pumps blood teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

heart
kalp

Tom kırık bir kalpten öldü. - Tom died of a broken heart.

Biz, birbirlerimizle kalp-kalbe bir konuşma yaptık. - We had a heart-to-heart talk with each other.

heart
{i} yürek

Ona yürekten teşekkür ettim. - I thanked him from the bottom of my heart.

Sanki yıllarca birbirlerini görmemişler gibi İki insan yürekten tokalaşıyorlardı. - The two people were shaking hands heartily as if they had not seen each other for years.

heart
gönül

O canı gönülden yaptı. - He put all his heart and soul into it.

Gözden ırak olan, gönülden ırak olur. - Far from eye far from heart.

heart
{i} cesaret

Ona gerçeği söyleyecek cesaretim yoktu. - I didn't have the heart to tell him the truth.

Şimdi cesaretini kaybetme. - Don't lose heart now.

heart
iskambil kupa
heart
{i} vicdan
heart
heart disease : kalp hastalığı
heart
(Bilgisayar) kupa (iskambilde)
heart
(Tıp) kor

Korku kalbime süzüldü ve orada yerleşti. - Fear crept into my heart and settled there.

Benim kötü bir kalbim var. Koroner arter hastalığı. - I've got a bad heart: coronary artery disease.

heart
(Tıp) cor
heart
üzgün

Çok sayıda destek mektubu üzgün kalbimi rahatlattı. - Many letters of encouragement refreshed my sad heart.

Çok üzgündü ve kendini astı. - He was heartbroken and hanged himself.

heart
cücük
heart
kararlılık
heart
yüreklilik
heart
can damarı
heart
{i} orta kısım
heart
aşk

I heart you (I love you).

Sadece aşk kalbini kırabilir. - Only love can break your heart.

Kalbini aç; güzel aşk cümleleri yaz! - Open your heart; write beautiful love sentences!

heart
(Tıp) Kalb, cor. cordis
heart
{i} öz, can damarı
İngilizce - İngilizce
heart
organ that pumps blood

    Heceleme

    or·gan that pumps blood

    Türkçe nasıl söylenir

    ôrgın dhıt pʌmps blʌd

    Telaffuz

    /ˈôrgən ᴛʜət ˈpəmps ˈbləd/ /ˈɔːrɡən ðət ˈpʌmps ˈblʌd/