Cürüm nispeti mütemadiyen fazlalaşıyor.
- Suç oranı sürekli olarak artıyor.
The channel has low signal-to-noise ratio.
- Kanal düşük sinyal-gürültü oranına sahip.
The screen has an aspect ratio of 4:3.
- Ekran, 4:3 en-boy oranına sahip.
Falling interest rates have stimulated the automobile market.
- Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.
The crime rate is decreasing in Canada.
- Kanada'da suç oranı düşüyor.
The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve.
- Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.
The media blew the whole thing out of proportion.
- Medya her şeyi orantısız olarak açığa vurdu.
The percentage of carbohydrates in animal cells is approximately 6 percent.
- Hayvan hücrelerindeki karbonhidrat oranı yaklaşık yüzde altıdır.
The animal cell has a greater percentage of proteins than the plant cell.
- Hayvan hücresi, bitki hücresinden daha büyük bir protein oranına sahiptir.
As a measure to prevent another period of inflation, our government has jacked up interest rates.
- Enflasyonun başka dönemini önlemek için bir önlem olarak, bizim hükümet faiz oranlarını yükseltti.
You can use a psychrometer to measure relative humidity.
- Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz.