oran

listen to the pronunciation of oran
Türkçe - Türkçe
(Osmanlı Dönemi) Biçim, tenasüb, endam
(Osmanlı Dönemi) Tahmin, keşif
(Osmanlı Dönemi) Ölçü, mikyas
İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı
iki şey arasındaki karşılıklı uygunluk
İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp
iki büyüklük arasındaki bağınt
Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin. İki büyüklük, iki nicelik arasındaki bağıntı
Nispet

Cürüm nispeti mütemadiyen fazlalaşıyor. - Suç oranı sürekli olarak artıyor.

Albert Camus'nün yapıtlarında bolca söz ettiği, Cezayir'deki kent
Akıl yoluyla gerçeğe yakın olduğuna inanılarak verilen yargı, tahmin
Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet: "Dini, dili ne olursa olsun her insan doğup büyüdüğü, ekmeğini kazandığı toprak üstünde korkusuz, güven altında yaşadığı oranda kendini mutlu duyuyordu."- N. Cumalı. İki şeyin birbirini tutması, karşılıklı uygunluk, tenasüp
Büyüklük, nicelik, derece bakımından iki şey arasında veya parça ile bütün arasında bulunan bağıntı, nispet
oran dışı
İki tam sayının bölümü olmayan (sayı)
altın oran
Altın oran, doğada sayısız canlının ve cansızın şeklinde ve yapısında bulunan özel bir orandır. Doğada bir bütünün parçaları arasında gözlemlenen, yüzyıllarca sanat ve mimaride uygulanmış, uyum açısından en yetkin boyutları verdiği sanılan geometrik ve sayısal bir oran bağıntısıdır. Doğada en belirgin örneklerine insan vücudunda, deniz kabuklulularında ve ağaç dallarında rastlanır. Platon'a göre kozmik fiziğin anahtarı bu orandır. Altın oranı bir dikdörtgenin boyunun enine olan "en estetik" oranı olarak tanımlayanlar da vardır
İngilizce - İngilizce
A male given name
Port of Algeria
given name, male
City (pop., 1998: 692,516), northwestern Algeria. Situated on the Mediterranean Sea, it is about midway between Tangier, Morocco, and Algiers. With the adjacent Mers el-Kebir, it is the country's second largest port. Founded in the 10th century by Andalusians as a base for trade with the northern African hinterland, it was held by the Spanish until 1708, when it fell to the Ottomans. It was devastated by an earthquake in 1790. In 1792 the Ottomans settled a Jewish community there. In 1831 it was occupied by the French, who established a modern port and naval base. In World War II (1939-45) it came under the control of the Allied Powers. Most of its European inhabitants left after Algerian independence in 1962. It is divided into a waterfront and the old and new city sections built on terraces above it
a port city in northwestern Algeria and the country's 2nd largest city
Türkçe - İngilizce
ratio

The channel has low signal-to-noise ratio. - Kanal düşük sinyal-gürültü oranına sahip.

The screen has an aspect ratio of 4:3. - Ekran, 4:3 en-boy oranına sahip.

(Hukuk) rate

Falling interest rates have stimulated the automobile market. - Düşen faiz oranları otomobil pazarını canlandırdı.

The crime rate is decreasing in Canada. - Kanada'da suç oranı düşüyor.

proportion

The exit flowrate is proportional to the pressure difference around the exit valve. - Çıkıştaki akış hızı, çıkış kapakçığının etrafındaki basınç farkıyla orantılıdır.

The media blew the whole thing out of proportion. - Medya her şeyi orantısız olarak açığa vurdu.

proportion; estimate; ratio, rate
(Ticaret) margin
incidence
(Kanun) quorum
(Bilgisayar) zoom
magnification
rating
(Bilgisayar) zoom to
(Tıp) rate ratio
relation
rate , ratio
percentage

The percentage of carbohydrates in animal cells is approximately 6 percent. - Hayvan hücrelerindeki karbonhidrat oranı yaklaşık yüzde altıdır.

The animal cell has a greater percentage of proteins than the plant cell. - Hayvan hücresi, bitki hücresinden daha büyük bir protein oranına sahiptir.

proportion; ratio; rate
measure

As a measure to prevent another period of inflation, our government has jacked up interest rates. - Enflasyonun başka dönemini önlemek için bir önlem olarak, bizim hükümet faiz oranlarını yükseltti.

You can use a psychrometer to measure relative humidity. - Nispi nem oranını ölçmek için, bir psikrometre kullanabilirsiniz.

(Biyoloji) quotient
rate, ratio
oran analızı
ratio analysis
oran dahilinde
(Ticaret) prorata
oran değiştir
(Bilgisayar) change ratio
oran testi
(Matematik) ratio test
oran üzerine
(Ticaret) prorata
oran algılayıcı
(Telekom) rate sensor
oran azalma faktörü
(Havacılık) derating factor
oran detektörü
ratio detector
oran değişim birimi; uzaktan kumanda cihazı
(Askeri) rate changes unit; remote control unit
oran düzeni
(Pisikoloji, Ruhbilim) ratio schedule
oran kavramı
sense of proportion
oran kestirici
(İstatistik) ratio estimator
oran sayısı
(Kimya) proportional number
oran sezicisi
(Bilgisayar,Elektrik, Elektronik) ratio detector
oran tahmin edici
(İstatistik) ratio estimator
oran tahmini
(Bahis) morning line
oran yasası
(Fizik) definite proportions, law of
oran yok
(Bilgisayar) no rates
oran ölçeği
(Dilbilim,Pisikoloji, Ruhbilim) ratio scale
ortalama oran
(Ticaret) average rate
indirimli oran
reduced rate
sabit oran
(Ticaret) fixed rate
sabit oran
(Ticaret) peg
sabit oran
(Ticaret) flat rate
taban oran
(Ticaret) floor
temel oran
(Havacılık) base rate
ters oran
inverse proportion
yüksek oran
high rate
örnek oran
(Bilgisayar) sample rate
oranlar
rates
armonik oran
harmonic ratio
artık oran
(Kanun) surplus ratio
bazal metabolik oran
basal metabolic rate
cari oran
(Ticaret) working capital ratio
cari oran
current ratio
disponibilite oran
(Ticaret) cash ratio
eksenel oran
axial ratio
geometrik oran
(Geometri) geometrical proportion
gerilme oran
stress ratio
kompleks oran
(Matematik,Teknik) complex ratio
kritik oran
(Pisikoloji, Ruhbilim) critical ratio
standart oran
(Ticaret) standard rate
ters oran
inverse ratio
uyumlu oran
harmonic ratio
yıllık oran
(Ticaret) annual rate
çapraz oran
cross ratio
oran

    Heceleme

    O·ran

    Türkçe nasıl söylenir

    ôrän

    Telaffuz

    /ôˈrän/ /ɔːˈrɑːn/

    Etimoloji

    () Anglicized from Irish saints' name Odhrán, diminutive of odhar "dun, sallow".