orada

listen to the pronunciation of orada
Türkçe - İngilizce
there

Can you see anything in there? - Orada herhangi bir şey görebiliyor musun?

He often eats breakfast there. - O, kahvaltısını sık sık orada yer.

yonder
yon
thereat
there, in that place
therein

Those who dig a grave for others will fall therein. - Başkaları için mezar kazanlar orada düşerler.

along
where then
when there
in that place
along with
over there

I asked for a table over there. - Ben orada bir masa istedim.

That boy over there will be Tom's brother. - Oradaki erkek çocuk Tom'un erkek kardeşi olmalı.

at that place
out there

What was Tom doing out there? - Tom orada ne yapıyordu?

My mother is out there. - Annem orada dışarıdadır.

there on
there to
there's
{e} around

I looked all around, but I could see nobody there. - Bütün çevreye baktım ama orada kimseyi göremedim.

There was nobody under 30 around. - Orada 30 yaşın altında hiç kimse yoktu.

orada bulabilirsiniz
You may find it over there
orada bungee jumping yapabilir miyim
Can I go bungee jumping there
orada burada
far and near
orada burada
here and there
orada dalış yapabilir miyim
Can I go diving there
orada oturabilir miyim
Can I sit over there
orada parasailing yapabilir miyim
Can I go parasailing there
orada sky gliding yapabilir miyim
Can I go sky gliding there
orada skydiving yapabilir miyim
Can I go skydiving there
orada su kayağı yapabilir miyim
Can I go water skiing there
orada sörf yapabilir miyim
Can I go surfing there
orada yerel mutfağından örnekler tadabilir miyim
Can I sample local cuisine there
orada ıngilizce konuşan biri var mı
Does someone there speak English
hala orada mısın
are you still there
Halep orada ise arşın buradadır
(Atasözü) Your achievements elsewhere can be proved here
Halep orada ise arşın burada
(Konuşma Dili) Well, prove it!
Ora
(abbr. for Oramiral) V.A., V. Adm. (Vice Admiral)
bankamatik orada
The ATM is over there
benzin istasyonu orada
The gas station is over there
durup dinlenmeden orada burada gezinen kimse
rolling stone
kasa orada
The cash register is over there
ki orada
whither
metro istasyonu orada
The subway station is over there
nerde çokluk, orada bokluk
(deyim) too many cooks spoil the broth
nerede akşam orada sabah
(Konuşma Dili) He is under/feels no compulsion to return to his own home come bedtime./He doesn't appear to have a home; come bedtime, he just spends the night wherever he happens to be
nerede hareket, orada bereket
(Atasözü) Industry (assiduous labor) begets plenty
otobüs durağı orada
The bus stop is over there
taksi durağı orada
The taxi stand is over there
tam orada
just there
tarifeyi orada bulabilirsiniz
You can find the schedule over there
çat orada, çat burada
(Konuşma Dili) 1. He's/She's a gadabout. 2. He's/She's always moving house
çat orada, çat burada, çat kapı arkasında/ardında
(Konuşma Dili) He's/She's a gadabout
İngilizce - İngilizce

orada teriminin İngilizce İngilizce sözlükte anlamı

Ora
A female given name. Mainly used in the U.S.A. in the latter half of the 19th century

Both ladies received me very graciously; but I was wholly unprepared for so much beauty as I discovered in Ora Doveton;.

Ora
{i} female first name (Hebrew)
Ora
that first appeared in the nineteenth century when similar sounding names like Cora, Dora and Nora were in fashion. Aurelie, sometimes spelled Ora Lee, has been suggested as an explanation
ora
A money of account among the Anglo-Saxons, valued, in the Domesday Book, at twenty pence sterling
ora
Operational Readiness Assessment
ora
O'Reilly & Associates
ora
> CHR > How to Apply > Approval Definitions
ora
FDA's Office of Regulatory Affairs
ora
{i} edge, margin
ora
Parameter file (Oracle)
ora
UW Office of Regional Affairs
ora
An ORA (Operational Readiness Assessment) is an assessment of a customer system provided by Oracle Consulting
ora
l agreement Contractual arrangements that are not in writing and are usually not legally binding
ora
Office of Regulatory Affairs; Branch of FDA which is responsible for district offices and therefore also controls the inspections of manufacturers
ora
UCLA Office of Research Administration
ora
obstacle restricted area
Türkçe - Türkçe
Sözü edilen yerde, bulunduğu yerde: "Orada okuduğunu belli etmeyi de pek severdi."- S. F. Abasıyanık
Sözü edilen yerde, bulunduğu yerde
Ora
ura
ora
O yer
ora
O yer: "Bizimkiler ora senin, bura benim derken bir ulu dağın başına geldiler."- Y. Kemal
İngilizce - Türkçe

orada teriminin İngilizce Türkçe sözlükte anlamı

ora
(Tıp) (orae). Kenar, çizgi, sınır
orada