Kauçuk botları giyin, aksi halde ayağınızı ıslatırsınız!
- Put the rubber boots on, or else you will get your feet wet!
Adımına dikkat et, yoksa bagajda yoculuk yapacaksın.
- Watch your step, or else you will trip on the baggage.
Bana paranı ver yoksa seni döverim.
- Give me your money or else I'll beat you up.
Acele etsen iyi olur, aksi takdirde randevun için geç kalacaksın.
- You'd better hurry, otherwise you'll be late for your appointment.
Ben koştum ve koştum, aksi takdirde geç kalabilirdim.
- I ran and ran; otherwise I might have been late.
Tom'u başka türlü ikna etmeye çalıştım.
- I tried to convince Tom otherwise.
Ben onun iyi bir kitap olduğunu düşünmüştüm fakat Jim başka türlü düşündü.
- I thought it was a good book, but Jim thought otherwise.
Yemek çok lezzetli değildi ama bunun dışında parti bir başarıydı.
- The food wasn't very delicious, but otherwise the party was a success.
Bunun dışında, onun ekleyecek bir şeyi yoktu.
- Otherwise he had nothing to add.
Acele etsen iyi olur, yoksa treni kaçıracaksın.
- You'd better hurry, otherwise you'll miss the train.
Yollarını kaybettiler, yoksa çoktan varmış olurlardı.
- They lost their way; otherwise, they would have arrived long ago.
Her şey için çok teşekkür ederim. O unutmasın diye onu yazdı.
- Thank you very much for everything. He wrote it down lest he should forget it.
Başkalarını rahatsız etmemek için sessizce çalışın.
- Work quietly lest you disturb others.
Belki yağmur yağar diye şemsiyemi aldım.
- I took my umbrella lest it rain.
You have to open your umbrella, otherwise you'll get wet.
... wall screen will then contact all the other wall screens of everyone else who's lonely ...
... WHY CAN'T YOU SAY YOU PASSED GAS LIKE EVERYONE ELSE? ...